... Ne istersen yap, engel olmaya- cağım senden. Yalnızca bir şey isteyeceğim senden, insanlar- la konuşurken dikkatli ol. Korkmak gerekir insanlardan... birbirlerinden nefret eder insanlar. Hasistirler, kıskançtır- lar. Hepsi öyledir. Onları suçlamaya, eleştirmeye başladı- ğında nefret ederler senden, yok ederler seni." Pavel, anasının hüzünlü sözlerini dinlerken kapının anında ayakta duruyordu, ana konuşmasını bitirince gülümseyerek şöyle dedi: “İnsanlar kötüdürler, evet. Ama ben dünyada bir gerçeğin olduğunu öğrendiğimde insanlar çok daha iyi oldular."
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar
Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne hürriyet, ne karım. Toprak güneş ve ben... Bahtiyarım...*
Sayfa 60 - Köprü KitaplarıKitabı okuyor
Reklam
Ben zaman zaman erkeklerin daha fazla acı çektiğini veya eğer bu açıdan görmek isterseniz,daha az direnme gücüne sahip olduklarını gördüm.Kadınlarsa her zaman suçsuz yere acı çekiyor,hem de ellerinden bi şey gelmediği için değil,gerçek anlamda acı çekiyorlar. Ve bu belki yine de ellerinden bir şey gelmeyişinden kaynaklanıyor.Ayrıca bu konularda kafa yormak da yararsız.Bu sanki cehennemdeki kazanlardan sadece bir tanesini parçalamaya çalışmak gibi;birincisi bu mümkün değil,olsa bile siz içinden çıkan en kızgın ateşle yanarken cehennem bütün ihtişamıyla varlığını sürdürür.
Eğer amaliyyat işe yararsa ben o fareye ondan daha akıllı oldumu göstericem. Daha iyi okuyabilicem ve sözcükleri doru heceleyebilicem ve bissürü şey bilicem ve diyer insanlar gibi olucam.
Bekle dedi gitti ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.
"Kendisine yapılan şey ne olursa olsun, bir Peygambere yol kesip, savunmasız ticaret kervanlarına saldırıp mallarına el koymak, üstelik bu işi yaparken cana kıymak, yakaladıklarına dayak attırıp işkence yaptırmak yakışır mı? Sıradan bir insan, bir kral, bir kabile reisi, bir eşkıya bunu yapabilir. Ama söz konusu olan kişi Peygamberlik iddiasındaki bir adam O günkü cahiliye Arap ahlakına ve erdem anlayışına bile sığmayan bir tutumla bunu yapıyor. Haram ayları bile ihlal ediyor. Eğer bunu intikam hissiyle yapıyorsa bir Peygambere intikamcılık yakışır mı? Eğer bunu adalet için yapıyorsa adaleti sağlamanın yolu haramilerin yaptığı gibi yol kesmek midir? Eğer yakışır, biz inandığımız Peygambere bunu yakıştırıyoruz diyorsanız ben de diyorum ki benim vicdanım ve aklım böyle bir Peygamberlik anlayışını onaylamıyor. Sizin bunu onaylayan mantığınızı da onaylamıyor. Ben böyle bir peygamberi kabul edemiyorum."
Sayfa 209 - e-bookKitabı okuyor
Reklam
Bir başkasının onu nasıl sevebildiğini, sevmeye nasıl hakkı olduğunu bazen anlamıyorum, çünkü onu yalnızca ben o kadar yürekten ve o kadar fazla seviyorum ki, ondan başka ne bir şey tanıyor, ne bir şey biliyorum; ondan başka da bir şeyim yok zaten!
" Aşk hakkında ahkam kesecek değildim. Vaktiyle söylediklerim bile ters yollara sapmışken bugün ne desem boştu. Bildiğim tek şey Bahar'a bir anda aşık olmadığımdı. Görür görmez başlayan aşklar var mıdır bilmiyordum. Ama Bahar bir çocuğun kumbarasına atılan madeni paralar gibi günden güne içime doldu. En kıymetli hazinem haline geldi. Onu harcamaya kıyamazdım. Orada öylece dursun ve büyüsün isterdim. Ona sorarsanız, o hep birinin kendisini çok sevmesini isterdi. Çok, çok sevmesini... Ben onu her geçen gün artan bir aşkla seviyordum. Kelimelerin anlatabileceğinden daha çok, her şeyden ve herkesten çok. Hissediyor muydu hala? Çünkü ben kırmızı valiziyle kapıma gelip "Karalahana sarması yapmaya geldim," diyen kızı sevmekten bir an bile vazgeçmedim."
Sayfa 309 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Geleceğim, bekle dedi, gitti.. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu.. Ama kimse ölmedi.
Geleceğim, bekle dedi, gitti.. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu.. Ama kimse ölmedi
Reklam
İki Yalnız İnsan
" Hiç kimsenin hayatı benim hayatım kadar zor olamaz. Benim hiç annem olmadı, hiçbir insan bugüne kadar bana güzel bir şey söylemedi. Her genç kız sevgilisiyle gezmeye çıkarken , ben hep yalnızım ve bunun hep böyle devam edeceğini, böyle devam etmek zorunda olduğunu biliyorum , başkaları gibi hissetsem de bu durum değişmeyecek . Tanrım neden bu böyle? "
Sayfa 18 - JulaKitabı okudu
Herkesin, keşfedilmeyi bekleyen ve isteyen bir tarafı vardır
Dışarıdan soğuk ve çok temkinli duruyordu. Sınıftakilerden bazıları onu çok soğuk ve kibirli bulmuş olmalıydılar. Fakat ben başka bir şey bulmuştum -yüzeyin altında sıcak ve kırılgan bir taraf. Tıpkı saklambaç oynayan bir çocuk gibi, çok derinlere saklanmış ama bulunmayı umuyordu.
İnanın bana, ben hayatı tanırım; her şey tamamen tıkanır kalır.
Misafirlikte kaldığımda aynı ben :)
Kahvaltı ediyoruz. Daha doğrusu ben ediyor gibi yapıyorum. Uyanır uyanmaz midem bir şey almaz çocukluğumdan beri. Yine de ev sahibimi kırmamak için bir parça peynir kemiriyorum fare gibi.
Kendini bilen Rabb'ini bilir... Aslında O hep var da biz onu ancak en yalnız halimizle görebiliyoruz. Ancak aciz hissettiğimizde hatırlıyoruz. Bu sefer de güçleniyorsun. Çünkü öyle bir şey var ki yanında, öyle bir güç var ki... Biraz hüzünlensen, biraz dertlensen tutuyor elinden. "Herkes bir gün gider, korkma ben buradayım," diyor. "Herkes küser, korkma ben buradayım," diyor. "Herkes unutur, korkma ben buradayım," diyor. Sayfa 14
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.