O kadar çok etkilendim ki..
Gerçekten kitabı bitirdiğimde bir yandan kitabın bitmesine ve mutlu bir son olduğuna bir yandan sevinçten bir yandan üzüntünden ağladım. İki duyguyu aynı anda yaşadım. Ve gerçekten inanılmaz güzel bir kitaptı. İlk sayfalarını okurken girişi biraz idrak edemedim. 2,3 gün elime almak istemedim kitabı. Ama bir kitabı bitirmeden başka bir kitap okumaya başlamayı sevmediğimden tekrar elime aldım ve dün gece 110.sayfadan itibaren sabah 5 buçuğa kadar kitabı okumaya başladım. Uykum gelmişti ama olay örgüsü o kadar merak uyandırıcıydı ki ertesi gün okusam bu kadar heyecanlı ve istekli olmayacağını düşündüm. İyi ki hemen bitirmişim dedim. Uzun zaman olmuştu bir kitabı sabahlara kadar okumayalı.
Sonu ise tam da beklediğim gibiydi. Sasha’nın sonunda Jax ile birlikte olup onunla ve kardeşleriyle yaşayacağını ona olan aşkından anlamıştım.
Son sayfalarında ise Tanrı’nın Jax’e böyle bir kader sunduğunu okuyunca o kadar mutlu oldum ki. Sashanın’da dediği gibi “BUNA KADER DENİR JAX”
Kitaba daha başlamadan bende acayip bir merak vardı hem kapak nedeniyle hemde konusu yüzünden. Cidden merak ettiğim kadarına da değdi. Sadece benim hatam okul yüzünden sürekli okuyamam ve hemen bitirememem :/
Başlarda birazcık Debbie'nin kitaplarını anımsatsa da ilerleyen sayfalarda aslında öyle olmadığı anladım ama Debbie kadar başarılı bir yazar. Gerek anlatımı, gerek konu seçimi olsun süperdi :)
Kitapta sevindim, üzüldüm, sinirlendim, heyecanladım her bir duyguyu yaşadım anlayacağız :) Harika bir dostluk, arkadaşlık hikayesiydi :)
"Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim."
- ne istediğini bilsen canın sıkılmaz!
- bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım..
- gördün mü ? Derhâl sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhâl uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hâkim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak...
" bana öyle geliyor ki, sizin gülmenizle kızmanız, iltifat etmenizle azarlamanız arasında hiçbir fark yoktur... Size ait hiçbir şey çirkin olamaz sanıyorum. "
"Bir insanın bütün varlığı ile, karmakarışık ruhu, esrarı çözülmemiş vücudu, arzuları, ihtiyatları, ihtirasları, hülasa her şeyi ile size teslim olması, size katılması ne muazzam bir şeydir!"
"Ne olurdu? Birbirimize birkaç sene sonra tesadüf etmiş olsaydık! O zaman hayatımız belki bambaşka bir şekil alırdı. O zaman sana tabi olur ve bundan zevk duyardım. Fakat şimdi, hiçbir faydası olmadığını bile bile, yanlış ve manasız bulduğum şeylere oyuncak olmak, bütün sevgime rağmen imkânsız..."