Lizanka

Lizanka
@seydaydemir
Nedir Öyleyse Karanlık? Aydınlık Nedir?
İnsan olarak bizim yapabileceğimiz, yapmamız gereken, zıtlıkları ortadan kaldırmaya çalışmak değil, zıt kutuplardan birinde aldığımız yeri bilmektir. O zaman aydınlığın ve karanlığın bizim için her hal ve şartta bir anlam taşıdığını farkedebiliriz. O zaman zıtlıkların bulunduğu bir dünyada insan olmanın sorumluluğunu yüklenmemiz gerektiğini anlarız.
Reklam
Nedir Öyleyse Karanlık? Aydınlık Nedir?
Kimilerine göre açlık, sömürü, yoksulluk ve adaletsizlik gibi kötülükler yüzünden karanlıktır dünya. Bu görüşe kapılırsak insanların doyduğu, birbirlerini sömürmediği, insanların refah içinde ve birbirlerine haksızlık etmeden yaşadıkları bir dünyanın, aydınlanmış bir dünya sayılması gerekir. Bu görüşün aksayan tarafı şudur: Eğer kötü bildiğimiz şeyi bütünüyle ortadan kaldırmayı öngörüyorsak, hedefimize vardığımız zaman ne yaptığımızı, neyi ortadan kaldırdığımızı nasıl anlayacağız? Bütün insanların refah içinde olduğu bir ortamda o insanların gerçekten refah içinde olup olmadıklarını anlamamız mümkün mü? Herkesin yüzünün güldüğü ortamda yüzü gülenlerin iyi olduklarını ne bilelim?
Batı medeniyetinin bütün korkusu, modern entegrasyonunu tamamlamamış ülkelerin karşılaştıkları zorlukları çözmede batılıların usûllerinden farklı bir usûl, onların gittiklerinden ayrı bir yol bulmaları korkusudur.

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanın unutmayı seçtiği
Toprağa sizin yaratıldığınız esas unsur olduğu bilgisinden bağımsız olarak, artık bu duyudan kopmuş olarak bakmaya başladınız. Bu yüzden ona saygı, sevgi, kardeşlik duymuyorsunuz. Sizin düşündüğünüz, sadece onun nasıl bölüşülebileceği, ondan ne kadar ürün alınabileceği veya üzerinde hangi sarayın, hangi fabrikanın inşa edileceğidir. Böylece toprağın toprak olduğunu da, toprağın yaratılmış olduğunu da, kısacası onun mevcut olduğunu unuttunuz. ... Bu unutkanlık içinde siz, bulutlara bakmayı, bulutları görmeyi de başaramayacaksınız. Bir meteoroloji raporuyla bulanmış, hatta örtülmüş bir zihniniz var belki. Ağaçların üzerine inen su damlalarının rahmet olduğunu hatırlıyor musunuz? Bu kadarını başardı iseniz ötesi gelir.
Züppelik ve Kültür
Bugün artık "merkez" ve "şube" yok kültür dünyasında, "metropol" ve "kenar mahalle" var. Az gelişmiş ülke aydını yok artık, az gelişmiş aydınlar ülkesi var.
Reklam
İsmet Özel'den kendi yazıları hakkında:
Ne var ki şiir olsun, düzyazı olsun yazmayı ibadetimden ayırmayı anlamsız bulduğum apaçık. Anlamsız bulduğum bir şey de benim yazdıklarım hakkında insanların insanlara "şiirlerini (mutlaka?) okumalısın, düzyazılarını (sakın!) okuma" şeklinde tavsiyede bulunuşlarıdır. İhtimal ki bu tavsiyeyi dostlarına reva görenler benim sanatımın ilgiye değer olduğunu ve fakat ibadetimin kendilerini ilgilendirmediğini, ilgilendirmemesi gerektiğini düşünüyorlar.
gözlerim biraz karanlık. içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, kapıları yumruklayışlar, cipralexler, turgutlar, edipler, sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen baş ağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var. gözlerim biraz yorgun. içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler… bekleyişler Anna."
Geçen gün 98 doğumlu birisiyle tanıştım "aynı zamanda aile danışmanıyım" diye tanıttı kendisini. Aile danışmanlığı sertifikası varmış. Nasıl bir anda ".... yım" diye tanıtabiliyorlar kendilerini buna da hayret ediyorum mesela. "O öyle oluyor mu ya?" diye sorasım geldi kendisine :) 4 yıl okumuş olmama rağmen kendimi "çocuk gelişimciyim" diye tanıtabilmem için bu alanda gerçekten kayda değer bir şey yapmış olmam gerekiyor bana göre.
Bir şeye karar verdiğim zaman seviniyorum. Hakkında Karar verilecek çok şey var. Yatağımı düzeltmeye karar veriyorum söz gelimi. Bir yolculuğa çıkmaya karar veriyorum. Şimdiye kadar hiç karar vermemiş olarak durmadım: Hiçbir şey olmazsa karar vermemeye karar veriyorum. Ama hazırlık? O başka elbet. Diyebilirim ki bütün ömrüm hazırlık yapmakla geçmiştir. Karar verdiğim şeyleri yapmak için.
Reklam
(Kitap rafına gider, gelişigüzel bir kitap alır, karıştırır, yatağın üstüne fırlatır). Zırva. Hepsini yakmalı bunların, aklımda kalsın. Nasıl da bıkıp usanmadan aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Tekrarı mümkün olmayan tek gerçek var, ölüm. (Kitaplara bakar). Bunlarsa yaşamayı anlatıyor. Yavanlıkları bundan olsa gerek. Bilmemiz gereken tek gerçeğe yaklaşan bile yok. Asıl şaşılacak olan şey budur işte.
Ben neyi sevdiğimi biliyor muyum? Galiba tükeniyor, sevgi de tükeniyor, her şey de. Bir çaresi olmalı tükenmeyi önlemenin.
140 syf.
10/10 puan verdi
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski
8.4/10 · 129.1k reads
Hepimiz için acı bir eleştiri.
Hareketleriniz sırnaşıklık, küstahlık dolu olduğu halde, ne kadar da korkaksınız! Saçmaladığınız zaman kendinizi pek beğeniyor, ama sert, küstah sözler sarf ettikten sonra durmadan ürküyor, özürler yağdırıyorsunuz. Korku nedir bilmediğinizi iddia ederken bir yandan da yaltaklanıyorsunuz. Bizi hiddetten dişlerinizi gıcırdattığınıza ikna etmeye çalışırken, güldürmek için nükteler savuruyorsunuz. Nüktelerinizin hiç de zekice olmadığını biliyorsunuz, fakat herhalde edebi değerlerinden memnunsunuz. Belki gerçekten acı çektiniz, ama kendi ıstırabınıza dahi zerre kadar saygı duymuyorsunuz. Samimisiniz, bununla beraber iffetiniz eksik; küçük bir gurur uğruna ortaya dökmek ve aşağılamak için, içinizde ne varsa piyasaya sürüyorsunuz. Gerçekten bir söylemek istediğiniz var, fakat korkudan son sözlerinizi daima kekeleyip duruyorsunuz, çünkü bunu açıkça söyleyecek kadar metin değilsiniz; sizinki sadece korkak bir arsızlıktan ibaret. Anlayışınızla övünüyorsunuz, ama bir yandan da tereddütlerle dolusunuz, çünkü kafanız işlediği halde kalbiniz ahlâksızlıkla kararmış; halbuki temiz kalpli olmayan kimsenin idraki tam değildir. Ya o yılışıklığınız, sırnaşmanız, kırıtmalarınız! Yalan, yalan, hep yalan!
Kusursuz bir bakış açısı
Bakın, yağmur yağarken saray yerine bir tavuk kümesi görsem, ıslanmamak için belki kümese girerim. Fakat kümes beni yağmurdan korudu diye, şükran borcumu ödemek için kümese saray gözüyle bakamam. Bana gülecek, hatta böyle bir durumda sarayla kümes arasında fark olmadığını söyleyeceksiniz. Evet, hayatta tek gayemiz ıslanmamak olsaydı, dediğiniz doğruydu diye cevap veririm ben de.
128 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.