Kütüphanemde Ramazan ayı öncesi okumak için aylardır beklettiğim yazarın, okuduğum ilk eseri ve diyebilirim ki; oruç hakkında okuduğum en nezih ve orijinal eser. Şaşkınım zira beklediğimden çok farklıydı. Şu bildiğimiz orucun fıkhi, ilmihal bilgileri vs değil anlatılan… Bambaşka bir tasvir, yaşayış, idrak.. Hatta yazar orucu öyle bir anlatmış ki, sevgilisini sena eden aşık gibi. Gerçekten çok merak ettim yazarın oruçlarını ve kendimden şüphe ettim acaba benim oruçlarımın mahiyetini?? Yazarın 5 yaşında tüm ramazan tam gün ilk orucunu tuttuğunu okuduğumda çok da şaşırmadım Ramazan sevgisini idrak etmeye çalışırken. ..
Ve biran önce Ramazan başlasın istedim. Merakımı ve şevkimi fazlasıyla celbetti kitap. Erkek fıtratından ve kaleminden bu kadar ince ifadeler bence fazlasıyla tebrik edilesi…
Kitap bitiminde yazarın biyografisi ile yaptığım küçük araştırma sonucunda öğrendim ki, Necip Fazıl Kısakürek’le dönemin edebi yoldaşları... Hissiyatları ve nezih cümleleri birbirine çok benziyor bence. Kitap yazarın ramazan aylarında kaleme aldığı köşe yazılarından oluşmakta. Belki de bu yüzden kitapta paylaştıkları -yazdığı anın etkisi ile- hissettikleri ile paralel, çok çeşitli ve farklı manevi düzeyde bence. Yazarın çocukluk dönemi ramazanları, sırf inancı nedeni ile hapishanelerde hürriyet orucu tutan yazarlar, orucun şairlerin sanatına kattığı edebi faydaları gibi değişik konulardan da dem vurmuş yazılarında.
Sadece maddi oruç değil de, manevi oruçtan da nasiplenmek isteyenlere- tam vaktinde- Ramazan ayı öncesi -şiddetle tavsiye ediyorum.