Mutluluk bir efsanedir.Biz bir şeyler alalım diye icat edilmiştir.
Sayfa 256Kitabı okudu
Ama acı çekmenin biraz da kendi kontrolümüz altında olduğunu düşünüyorum. Bunu inkar edemeyiz.
Bu kontrolü nasıl sağlıyoruz peki?
Bence herkes için farklı ama büyürken gençlik gözyaşlarını aşıp birer yetişkin haline gelmemizle belli bir kontrol sağlıyoruz.Acılarımızla başa çıkmayı öğrenmek,büyümenin bir parçası.Büyüdüğümüzde ve mutluluğun çok ender bulunan ve çabucak gelip geçen bir şey olduğunu öğrendiğimizde, gözlerimiz açılıyor ve inciniyoruz.Ne kadar acı çektiğimiz de, gözlerimizi gerçek dünyaya açtığımızda ne kadar incindiğimizle doğru orantılı. Acı çekmek bir çeşit öfke aslında. Hayatımızın üzücü yanlarına bakıp adaletsizliğe karşı hiddetleniyoruz. Istırap dediğimiz içimizdeki bu gücenme duygusu,öfke. Tabi bu da bizi kahramanın lanetine getiriyor yine.
Sayfa 272Kitabı okudu
Bence mutluluk sahici bir şey ama aynı zamanda bizi delirten bir şey. Mutluluk o kadar güçlü ve garip ki bizi bir mikrop gibi hastalandırıyor. Acı çekerek de mutluluk hastalığından kurtuluyoruz.
Sayfa 274Kitabı okudu
Mutluluğun ağır yükü ancak acının merhametiyle hafifletilebilir
Sayfa 274Kitabı okudu
Acı çekmek de mutluluğun tamamen aynısı,sadece onun ters dönmüş hali.Biri,diğerinin aynadaki yansıması ve diğeri olmadan bir anlamı yok. Mesela benim elimden bahsedelim. Eğer elimi bu şekilde açar sana avuç içimi sana gösterirsem ya da elimi omzuna koyarsam, buna o an için mutluluk diyebiliriz. Parmaklarımı kıvırıp elimle bir yumruk yaparsam da buna acı diyebiliriz. İki hareket anlam açısından ve güçleri açısından farklı. Her biri görünüş olarak ve yapabilecekleri bakımından tamamen değişikler ama bu hareketleri yapan el, aynı el. Yani acı çekmenin ters dönmüş hali mutluluktur.
Sayfa 276Kitabı okudu
Her ne çeşit olursa olsun, acı aslında ne kaybettiğimizle ilgiliydi.Gençken bize acı verildiğini düşünürüz. Biraz daha yaşlanınca ve çelik kapılar yüzümüze kapanınca, gerçek acının bizden alınanlar olduğunu anlarız .
Sayfa 278Kitabı okudu
Her kapı sizi değişik bir zamana ve yere götüren bir geçittir. Bizim bir odaya girmemizi ve oradan çıkmamızı sağlayan kapı, aynı zamanda bizi o odanın geçmişine ve geleceğini de götürür. İnsanlar bu gerçeği zihinlerinin derininde, hayallerinde bilirler.
Sayfa 718