Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar; onu üflemek, soğuyan kalbini canlanan ateşle ısıtmak ve ondaki daha önceden tatlı tatlı gelmiş , ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerden yaşlar akıtmış ve kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için! Biliyor musunuz, Nastenka, nereye vardım? Biliyor musunuz, artık kendi duygularımın yıldönümünü kutlamaya, daha önce hoş gelmiş, aslında hiç olmamış bir şeyin yıldönümünü kutlamaya kadar vardırdım -çünkü bu yıldönümü bütün o boş, amaçsız hayaller için kutlanıyor- ve bunu yapmak zorundayım, çünkü bu boş hayaller yok, daha sonra hiçbiri hayatta kalmıyor. Sonuçta hayaller de hayatta kalır!