️"Desene yaşam tekrarlardan oluşuyor…
Tekrarlardan değil, dedi; tekrarların tekrarından"
Hasan Ali Toptaş
️Yıllarca aynı günü yaşayan bir mahkumun yaşadıklarının toplamı bir gündür. Yıllarca aynı günü yaşamak, her gün biraz daha ustalaşarak.. Anlatılanlar savaş döneminde esirlerin ve hapishanede yaşayan milyonların gerçek hikayesidir.
️Biz neden buradayız? Neden mahkum olduk? Savaşmak için yanlış zamanı seçmeleri benim suçum mu? Esirler, gardiyanlar, ustabaşıları, ispitoncular ve nicelerinin hikayesi.
️Stalin dönemi Sibirya'sındaki mahkum kamplarında yaşanan bir günün hikayesi.İvan İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlara esir düşüp ordan kaçarken ormanda kaybolur,Sovyet hükümeti de onu ajan sanarak 10 yıl sürgüne gönderir.Açlık, Sibirya'nın yaşanmaz soğuğu,dayak tehdidi derken bir yandan da insanların ruhlarını yitirmesi ve bıkkınlık...Günlerin tekrarı ve bitmeyen 10 yıl.
️"1941 yılında savaşa hazır değilsek benim ne suçum var?"
1970 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Aleksandr Soljenitsin'in, kısa ama insanın hafızasına o dönem çekilen ızdırapları adeta silinmeyecek şekilde yerleştiren bu eseri, mutlaka okuyun dostlar.
Stalinist dönemin baskılarını acımasızlığını ortaya seren bir roman bu yüzden de o dönem yasaklanmış.Keyifli okumalar diliyorum. 🤓
İlk defa Norveç edebiyatından bir kitap okudum. Per Petterson, Danimarka'da Nazilerin baskısı altında yaşayan bir ailenin psikolojisini iyi anlatmış. Eser ailenin kızının gözünden anlatıyor. Abisi Jesper ile birlikte hayaller kuran, iyi bir gelecek peşinde koşmayı hedefleyen iki kardeş. Abi dünyayı gezmek, iyi paralar kazanmak ister, kız kardeş ise tabii ki Sibirya hayali...
Geceleri Nazi askerlerinden dolayı sokağa çıkma yasağı, savaş bilmeyen kasabalının tavrı cidden güzel işlenmiş. Şu güzel alıntıyla son vereyim:
"Düşman o," diyor Marianne arkamdan.
Doğru söylüyor. Ayağa kalkıyorum. Şu anda o askerin boğulması savaşın bir parçası belki de. Ama bu ülkede kimse savaşmıyor ki. Henüz yani.
