Sık sık şöyle denir. Georges Politzer her şeyden önce gülüştür. Meydan okumanın Gülüşü; başkaldırmanın değil, devrimcinin Gülüşü; anarşistin değil, devrimcinin Gülüşü; anarşistin değil, tarihin mahkumiyet hükmünden kurtulmak için eski dünyanın güçleriyle açıkça alay eden marksistin Gülüşü Zincirler içinde, Pucheu'nün karşısında, Gestaponun işkenceleri içinde bile, galip gelenin Gülüşü; infaz mangasının karşısında, galip gelenin Gülüşü.
Yazarlar bu yapıtı kaleme alırken, elden geldiğince yalın ve açık bir dille yazmaya çalışmışlardır. Ama böyle hareket etmekle yolun yarısını katedebilmişlerdir. Okur; yolun geri kalanını sabırla aşmak zorundadır. Ve hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; Marks'in kapitalin Fransızca çevirisinin yayınlanması dolayısıyla anımsattığı gibi, bilime giden düz yol yoktur. Onun için
Bu kitabı oluşturan 24 dersin okunması, çalışmayı ve çabalamayı gerektirecektir.
İlk okuyuşta şu ya da bu sayfa anlaşılmıyorsa cesaretiniz kırılmasın.
Kitapta birçok aktarma marksizm klasiklerine birçok gönderme vardır.
Kinyas ve Kayra, Hakan Günday 'ın ilk romanı. Roman üç bölümden oluşuyor. Kinyas ve Kayra varoluşsal problemleri olan iki arkadaş. Herkes yaşamaya çalışırken onlar ölmek istiyor. Ancak o zaman varolmanın mümkün olabileceğine inanıyorlar. Sözcükler bazı noktalarda varolma sancılarını anlatmada yetersiz kalıyor. İlk bölüm Kinyas, Kayra ve Hayat. Bu
KADERİN OYUNU
Çarlık Rusya'sına muhalifliğinden dolayı idama mahkum edilen ve kaderin işi olacak ki son anda cezası sürgüne çevrilen Dostoyevski bu kitabında sürgün günleri yaşadıklarını yarattığı karakterin ağzından anlatıyor.
Sibirya'daki sürgünler kampında 4 sene geçirmiştir Dostoyevski. Kampın özel bir bölümü vardır ve burayı "Ölüler Evi" olarak
·
Not rated
Selamüm aleyküm :)
İlk okumaya başladığımda, işte beni anlatan kitabı yazmış bir güzel adam dedim.. (Hikmet Anıl Öztekin)
Öylesine güzel öylesine güzeldi ki sanki yüreğim dolmuş da gelmesini beklediğim güzel gunlerin müjdesiymiş o kutu gibi yaprak taneleri. Baska türlü tarif edemem bu huzuru.
Vefanın ve fedâkarlığın vücut bulduğu muazzam iki süret, iki şahsiyet. Sabırla "Vuslat"ın gelmesi nasıl nasıl anlatılır diye soran meraklı çocuk çınlamalari kulağımda ve yüreğimde Fesleğen ve Seyyah seslenişi..!
"Vuslat" evet, herkesin hikayesi "Vuslat" kelimesiyle başlar. Ve "Deli gönül neyi özler durursun" sükut-u vaveylâsı ile son bulur.
Gerisi Takdiri İlahi.
Velhasıl 'Fesleğen' kaç yaşına gelirsem geleyim unutmayacağım seni. Unutamayacağım. :)
Gerçekten zordu farklı olmak , farklılığını bilmek , herkes gibi olamamak
Acıydı, tuzsuzdu , renksizdi .Ama hayal etmek yaşanabilecek güzel yılların olduğunu bilmek .Umuttu karanlık dünyama .Hiç küsmedim dünyama çabaladım , inandım , korkmadım .
Zihnimdeki kalın perdenin arkasına yavaşca sabırla ulaştım .Diger insanlara görünen duvarı tuğlaları teker teker savurdum .
Bir Işık belirdi dünyama. Yeni bir sayfa açtım hayata emekledım , yürüdüm , koştum
Ben oldum sonunda
Çıkar içindeki cevheri koş uçsuz bucaksız dünyana ....
Balzac okumaya yeni başladım ve ilk okuduğum eser oldu Goriot Baba.
Kitap başlarken ilk önce kişileri, mekanları anlatıyor uzun uzadıya. Tasvirlerle insanın kafası ilk başlarda allak bullak oluyor. Bu yüzden ben karakterleri karıştırmamak için başlarda not aldım, sonrasında ihtiyaç kalmadı. Çünkü sonrasında kitap alıyor başını gidiyor ve
