farklı yaş, meslek, aile yapısı, etnik köken ve cinsel tercihlere sahip çoğunluğu siyah kadınlardan oluşan on iki karakterin topraklarında güneş batmayan ülke İngiltere'de geçen hayat hikayeleri. kültürel çatışma, göçmenlik, ırkçılık, feminizm, erkekler, kadınlar, aşk, cinsiyet, çok kültürlülük içinde şekillenen bu hikayelerin birbirine bağlanması. bu çeşitliliğin içinde şiddet, ayrımcılık, baskı, aidiyet ve kadın olmanın her türlü zorluğunu da okuyorsunuz. tüm bu olumsuzluklar ve acılara rağmen hak ettikleri eşitlik ve adalet için direnen üstüne bu yolda kendilerini bulmaya çalışan kızlar, kadınlar ve ötekiler...
kitaptaki cümleleri hep küçük harfle başlıyor, sadece özel isimler büyük harfle yazılmış. nokta veya virgül yok, karakterler yalın ve gündelik dil ile konuşuyor. edebî süslü betimlemeler veya beylik cümleler yok, biz gibi. çünkü karakterler bizden veya çevremizden.
bazen hüzünlendiğim, bazen canımın yandığı ama sürekli güçlü karakterlerin başarılarıyla gururlandığım bir eserdi. çünkü kurgu da olsa bunlar biz ve çevremizden, hayatımızdan hayat hikayeleri.
ayrıca bölümler her bir kahramanın adıyla ve onları betimleyen Gana'da yerli halk tarafından kullanılan 'adinkra' adlı Afrika sembolleri ile başlıyor. kesinlikle tavsiye ettiğim bu güzel kitap 2019 booker ödülünü Margarat Atwood'un Ahitler'i ile paylaşmış.