yürü‚ yürü. saatleri ufala parmak uçlarınla‚ günleri lânetle ve yılları kayıplarından sil! bilmiyor gibi davranma... çevirme yüzünü karanlığa. bu uğultulu kentte yavaşlamak dahi haram sana‚ hızlandır adımlarını! moloz kalıntılarını hissedeceksin ayak uçlarında. kanayacak‚ kanayacak ve aldırmamayı öğreneceksin zamanla. a-ha! tam burada yitip
-------------------------------------------------------------------------------- 80’ler bir yandan çerçevesini baskının, yasağın, devlet şiddetinin çizdiği bir dönemdi. bir yandan da, bu toplumun daha az tanışık olduğu bir başka iktidar biçiminin, ilk bakışta kendini bir kurumsuzluk olarak sunan, yasaklayıcı değil oluşturucu, kışkırtıcı, içerici
Reklam
Yazmak zorunda hissediyorum. Harflerle anlaşma yapmış gibi, ha bire sıraladıkça sıralıyorum. Uykuyla da aram açılıyor haliyle. Düşüncelerle harfler el ele verdiği sürece... Zihnim hüzne bulandıkça sözler şekilleniyor. Yüreğim zaten düşünmeden önce gönüllü, hissediyor. Anlayanı pek olmasa da kendi kendimle bir sohbet kuruyorum neticede. Belki bir umut anlayanı da vardır diyorum içimden. Yazdıklarım harflerle anlaşamayan birilerinin zihninde beliren şeylerdir belki de... Bir şarkıya eşlik eder gibi okunsun istiyorum, ne yalan söyleyeyim. Ama dedim ya sadece bir umut. Pek umutlu olduğum söylenemez bu aralar ama olsun. Eskisi gibi umutlu olsam, daha çok üzülürdüm. Beklentim üzüntümün şiddetini belirliyor çünkü. Bilmemenin yangınında büyürken, bilmenin harı da ayrı bir yakıyor doğrusu. Gerçekleri bilmek yalanlarla oyalanmamamayı öğretiyor. Ama bazen yalan da olsa insan oylanmak istiyor. Durup soluklanmak! İnan! Gerçekleri bilmenin acısı, soluksuz bırakıyor insanı. İnsan olmanın acısı gerçeklerle yüzleşmekle başlıyor ve öyle sürüp gidiyor. İmtihan... Tek kelime, bıçak gibi tüm soruları cevaplıyor. Sabır ömür sürdükçe yoldaşlık ediyor ve eğer sabrı terk edersek sonu hüsranla bitiyor. Yazmaya biraz ara vermek istiyorum, şimdilik anlaşamam bu kadar :)
Yılbaşı Çavuşu.
"Çocukluğumun geçtiği küçük ilçemizde genel olarak mutlu bir yaşantımız vardı. Öyle ya; ülkemiz bir cihan savaşı geçirmişti, savaşta başarılı olmuş, düşmanları yurdumuzdan dışarı atmış, bağımsızlığımızı korumuştuk. Cihan Savaşından çıkalı hemen hemen 10-15 yıl geçmişti. Savaş bizleri yoksul ama gururlu bırakmıştı. Belki inanılmaz ama babası
Kamp Günlüklerim 2
İnsan dediğin bir muamma… Yol insana her zaman bir şeyler öğretir. Yazarında dediği gibi bazen yolda bazen dururken demlenir insan. Bazen hesap yapmadan kendini rahmana adayıp yola çıkmak gerekir. Belki seni sen yapacak. Belki de birileri senin sayende kendi olacak. İş hayatının yoğun ve stresli geçmesi hasebiyle artık yorgun düştüğümü anlıyorum.
O anlar hiç bitmesin istedim. Yağmurun şiddetini artırdı ğı küçük zaman dilimlerinde, daha fazla ıslanmaktan sakın mak için omuzlarımızın gayriihtiyari birbirine yapıştığı o tıl sımlı anın içinde sonsuza dek kalabilseydik keşke. Bedenleri mizi yakınlaştıran aşk yağmuru, ruhlarımızı da sonsuza dek iç içe soksaydı, varlığımızın sınırları birbirine karışsaydı, bir ve aynı olsaydık, hangimizin varlığı nerede başlıyor, nerede bitiyor anlaşılmaz hale gelseydi.
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.