Sidre’t-ülVera

Sidre’t-ülVera
@sidretulvera
Yapman gereken sadece dikkat etmek; dersler daima sen hazır olduğunda gelir ve sen işaretleri çözebilirsen bir sonraki adımı atman için bilmen gereken her şeyi öğrenebilirsin.””
Sayfa 42
Reklam
Sadece düşlerimizin peşinden gidecek ve işaretleri izleyecek cesaretimiz yok. Belki de, keder bundan kaynaklanıyor.”
Sayfa 56
“Ve aniden, ana nefin tam ortasında çok önemli bir şeyin farkına varıyorum: ben katedralim, hepimiz katedraliz. Hepimiz büyüyor ve şekil değiştiriyoruz. Düzeltilmesi gerekli bazı zayıflıklarımızı fark ediyoruz, her zaman en iyi çözüm bulamıyoruz. Ama duvarları veya kapıları ya da pencereleri değil içimizdeki boşluğu, içinde ibadet ettiğimiz ve bizim için en sevgili ve önemli olanı beslediğimiz boşluğu şereflendirmek için, her şeye rağmen dimdik ve dürüst biçimde ayakta kalmak için çabalamayı sürdürüyoruz.”
Sayfa 70

Reader Follow Recommendations

See All
Ve çektiğin acı bazı şeyleri açıkça görmeni engelliyor.”
Sayfa 117
Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir. Onları serbest bırakmak. Gevşek olanı kesmek. İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil,sadece artık onun yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, planı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişi olmayı bırak ve şu anda kimsen o ol.
Sayfa 204
Reklam
“Kaybedecek daha fazla bir şeyim kalmadığında, bana her şeyi verdiler. Ben olmayı bıraktığımda kendimi buldum. Rezil olduğumda ve hâlâ yürümeye devam ettiğimde kendi kaderimi seçmekte özgür olduğumu anladım.“
Sayfa 89
Şu aralar olan gibi, nadiren de olsa bazı durumlarda bu insanların gözlerinin içine bakmayı beceriyorum ve o zaman ruhumun yalnız olmadığını anlıyorum.”
Sayfa 80
,,hiç kimse akıntının onları neden ulaşmak istediklerine değil de o özel adaya götürdüğünü bilmez.
Sayfa 79
“Olduğundan çok daha iyi olduğuna inanarak kendini bitireceksin ve gereksiz bir biçimde güvende hissedeceksin, ki bu çok tehlikeli olabilir.”
Sayfa 74
“İki insan arasındaki kıymetli yakınlıklar bir seferde, aniden bitse, bıçak gibi kesilse yine acı olur ama bitişi seyretmek, sahip olduğun şeyin elinden elinden kayıp gidişini anbean hissetmek en fenası. Kayıyor, kayıyor hala bir parçasına dokunuyorsun ama artık tutamıyorsun. Ne zaman tümüyle avucundan akıp gideceğini düşünerek, korkuyla, acıyla, can çekişen birinin başında bekler gibi çaresizce bekliyorsun.”
Reklam
Çağırmak ille de gel demek değil ya. Sen üzgün göründüğünde ben zaten kendimi çağrılmış sayıyorum. Arkadaşlık bu değil mi,,?
Geç kalmış bir sesti. Nereye koyup nerde tutacağımı çözemedim. Bazı gereksinimlerin zamanı oluyor hayatta. O zaman geçince giderilmemiş ihtiyacın yerini karanlık bir ağırlık alıyor. Yokluk boşluğa, boşluk ağırlığa dönüşüyor. Sonra artık ne yapsan başa dönülemiyor.”
Sayfa 102
Ezilmem gerekiyordu benim, bu hiçbir işe yaramayan gurur, bu kendini göklerde görmek aptallığı, bu nedensiz buyurma hırsı, daha çoğunu isteme tutkusu, hepsi hepsi çiğnenmeli, çamura batmalı, yok olmalıydı. Ve ben bunu gözlerimle görmeliydim, bu duygularımdan, alışkanlıklarımdan, tutkularımdan her biri bir tekme yerken, susarak boynumu bükmeliydim. Günahın ne olduğunu anlamalıydım, ceza artık bana dokunamaz duruma gelmeliydi. İşte o zaman… o zaman acaba benden ne kalırdı ortada? Belki hiçbir şey… Hani nerde o doymak bilmez istekler, seçmeler, daha iyisine layık olduğun inancı?
Sayfa 156
Bu bakımdan konuşmak bile boşunaydı, ama insanlar ölmediklerini anlamak için konuşuyorlardı boyuna ve yorulunca bitkin, üzgün susuyorlardı.
Sayfa 154
Tanrım ne yüce bir ilişkiydi bu! Sevgi, dostluk, sevecenlik, hoşgörü, akıl, sıcaklık, umut dolu bir ilişki. İki insanın, bir kadınla bir erkeğin böyle görkemli bir ilişkiyle birbirlerine bağlanabilecekleri, o güne değin benim anlayış sınırlarımı aşan bir olaydı. Nasıl başarmıştınız böylesine özlü ve böylesine gösterişsiz bir yakınlığı? Böylesine kusursuz bir dostluğu yaratma gücünü nereden, nasıl edinmiştiniz?
Sayfa 152
349 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.