Attila Ilhan - Duvar
Ben bir duvarım hiç güneş görmedim Sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar Yüzümüz benek benek tahta kurusundan Ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar -Kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim -Sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan -Dilim dilim sırtımdaki yaralar Ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim Biz de duvarız dinliyen duyan
Ben Artık Bu Adamla Nasıl Düşman Olabilirdim!
Bir anzak askerinin çanakkale savaşı sırasında ailesine yazdığı mektup... 10 AĞUSTOS 1915 GELİBOLU Sevgili ve bir zamanlar mutlu ailem. Gelibolu cehenneminden hepinize merhaba! Bu mektubu size yazmak niyetinde değildim. Aslında ben artık kimseyle konuşmak kimsenin, kimsenin yüzünü görmek istediğimden de emin değilim. Hem siz benim buraya
Reklam
Geçiyor zaman. Burda oturmuş yirmi dört saatin dolmasını beklerken, yıllar nasıl da geçip gidiyor.. Daha dün gibi boyu boyumu geçen sığır kuyruğu otunun yapraklarını kaşınan elime rağmen, evcilik oyunumuzun hayali ama güvenli evine ekmek diye götürüşüm.. Bugün büyüdüm. Yine eve ekmek alıp götürüyorum ama o hayali ev kadar güvende hissetmiyorum. Annemi her geçen gün daha çok özlüyorum. Babamın yaşlanmış olmasını kabullenemiyorum.. Zaman geçiyor ben değişiyorum.. Kabullenemiyorum..
Kurban Kesme Geleneği
Kökleri çok eskilere uzanan geleneklerimizden olan kurban sunmak birçok dinde yer alan, İslamiyet'in çok öncesine dayanan bir gelenektir. Çok eski tabiat dinleri ile Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Hint, Çin, İran ve İbrani dinlerinde yılın belli aylarında dini törenlerle kurban sunma, bayram yapma geleneği vardır. Kurbanlar çeşitli sebeplerle sunulabilir; tabiata ait unsurlara duyulan hayranlık ve şükran duyguları, Tanrıların gönlünü alma, Tanrılara adak adama ve hataların kefaretini ödeme gibi sebepleri vardır. Eski Türklerde kurban sunma geleneği kanlı ve kansız olmak üzere iki şekilde uygulanırdı. Ruhlara sunulan kanlı kurbanların başında göçebe toplumlar için çok önemli olan at gelirdi. Bunun dışında makbul olan kurbanlıklar sığır, keçi, koç, kuzu ve öküzdü. Şaman ayininde açık renk bir at kurban edilir ve eti bir merasimle ayine katılanlara dağıtılırdı. Eskiden ruhlar için kesilen bu kurbanlar günümüzde şükran ve kefaret kurbanlarına dönüşmüş ve etleri de Tanrı rızası için komşulara dağıtılmakta ya da insanlara çeşitli yerlerde ikram edilmektedir. Kesilen kurbanın kemikleri de eski Türklerde olduğu gibi kırılmamaktadır.
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil  Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.  Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü  Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?  Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!  Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir
Ali Lidar-Alengirli Şiirler
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan. Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki Parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı? Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı! Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak
Reklam
241 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.