Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İronisine hayran kaldım.
Sayın Sığır: Benim bir tanıdığım var, kanlı biftek sever, çok az pişmiş. Geçen gün elini kesti, kanadığını görünce bayıldı da, kendini yiyemedi. Oysa, kendisi de az pişmişdi.
Kalenderîlerin zihinsel yapısı, toplumsal yaşam ve kurumlara muhalefet üzerine kuruludur. Onlar bütün kurallarıyla toplumu reddeden bir nevi anarşist dervişlerdir. Ancak klasik zühd anlayışında olduğu gibi, toplumdan uzaklaşıp bir keşiş gibi yaşamı sürdürmek tercih edilen bir yaşam biçimi değildir. Toplumun değerlerini yadsımayı, toplumun içinde
Sayfa 91 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Kalenderîlik
Reklam
258 syf.
4/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Club Risqué adlı bdsm serisinin ilk kitabı kendileri okuduğum en sevimsiz Dom karakteri bu kitabın erkek kahramanıydı sanırım . Adamın hiç bir açıdan kurtulur tarafı yoktu inanılmaz yani . Desi ve Joel üniversite sevgilisi 18 aydır birlikteler aralarında 3-4 yaş fark var bu arada . Joel bdsm meraklısı ve Dom kızda sub gidip tonla adamın
Fool's Desire
Fool's DesirePoppy Flynn · Blushing Books · 01 okunma
Evrime bir bakış
❝ İster bir köpek ya da sığır veya mısır için olsun yapay ayıklamanın ilkeci şudur: Bitkilerin ve hayvanların çoğunun fiziksel ve davranış özellikleri kalıtsaldır. Buna göre ürerler. İnsanlar şu ya da bu nedenle bazı türlerin üremesini yeğliyorlar, bazı türlerin üremesini istemiyorlar. Üremesi istenen tür çoğalıyor, istenmeyen de azalıyor, hatta türün tükendiği de oluyor. Peki ama, eğer insanlar yeni bitki ve hayvan türleri yetiştirebiliyorlarsa doğanın da aynı şeyi yapması gerekmez mi? Bu sürece doğal ayıklama adı veriliyor. Hayatın çok uzun zaman dilimleri boyunca değişime uğramış olduğu, insanoğlunun yeryüzündeki kısacık ikameti süresince hayvanlar ve bitkiler üzerinde yaptığı değişikliklerden, bu arada fosillerden açıkça anlaşılmaktadır. Fosiller bizlere, bir zamanlar yeryüzünde çok sayıda bulunan ama artık tümüyle yok olmuş yaratıklara ait bilgiler sağlıyor. Yeryüzü tarihinde bugün varolan türlerden daha çoğu da yok olmuştur; bunlar evrimin sona eren deneyimleri niteliğindedir. ❞
Nuhun Gemisi
Van Gölünün dört bir yanı dağlarla çevrilmiş.Karlık dağlar,ulu dağlar, çırıl çıplak,yeşil ince,yumuşak bir halıya bürünmüş dağlar.Van gölü,Van gölü değil,Van denizi çok geniş,denizden başkası yakışmaz,Vanlılarda deniz diyor.Deniz maviliğindedir.Göl bir bakıyorsun bir kısmı mor,bir kısmı koyu mavi,yer yer bozarıveriyor.Bir bakarsın bir yer yeşil,bir yer al ışık Renklerin cümbüşü var Van Göjünde. Dağlar aydınlık bazen karanlık.Burada gemiler beş,altı mil yapıyorlar.Sürat asrındayızBaşkası uçak icat etmiş bize ne?Kaplumbağa süratındaki gemiler yeterde artar bile.Tatvan gemisi dopdolu iğne atsan yere düşmez,öylesine dolu.Tatvan gemisi yük gemisidir,affedersiniz hayvan gemisidir.affedersiniz hayvan gemisi dır,insan gemisidir.Ne acıdır ki! Koyunlar,inekler,öküzler,atlar,eşekler, insanlar,cümlesi bir aradadır.Koyun koyuna,alt alta,üst üste seyahat ediyorlar.Sığır gübresi,pislik…Koku. dan geçilmiyor.
Sayfa 34 - YkyKitabı okuyor
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Reklam
RÜŞVET VE YOLSUZLUĞUN KAYNAĞI
Rüşvet ve yolsuzluk, yarı-sömürge yarı feodal bir toplumun ay- rılmaz bir parçasıdır. Bürokrasi; yabancı ve feodal menfaatlerin ge- niş halk kitlelerini sömürmesini kolaylaştıran bir araçtır. Bürokrat kapitalistler, komprador ve toprak ağası sömürüsündeki kârlardan pay alırlar. Bu onların ödülüdür. "Liberal demokrasi" ya da "serbest
Sayfa 160Kitabı okudu
İslam zaten Arabistan'da var olan kölelik problemini, onların özgür bırakılmaları noktasında insanları cesaretlendirerek çözmeye çalışmıştır. Müslümanlara köleleri özgür bırakmanın kendi günahlarına kefaret anlamına geldiği anlatılmıştır. Bir Müslüman'ın köle bir mümini kendi hür iradesiyle özgür bırakmasının çok büyük bir fazilet olduğu
Amerika ve Batı Hindistan'ın işgalinden sonra köle ticareti trafiği 350 yıl devam etmiştir. Afrikalıların, iç kesimlerden getirilip gemilere bindirildiği Afrika limanları, Köle Sahili (Slave Coast) olarak ün salmışlardır. Sadece bir yüzyıl (1680'den 1786'a kadar) süresince, İngiliz Kolonileri için kaçırılan ve köleleştirilen özgür insanların toplam sayısı İngiliz yazarların tahminlerine göre 20 milyon kadardır. Bize söylendiğine göre 1790 yılında, 75 bin insan kaçırıldı ve bu insanlar kolonilerde işçi olarak çalıştırılmak üzere gönderildiler. Köleleri taşımak için kullanılan gemiler çok küçük ve kirliydi. Bu zavallı Afrikalılar bir sığır gibi sokuşturuldular ve bununla kalınmayıp birçoğu sadece 18 inçten oluşan ve zor bir şekilde hareket edebildikleri ahşap raflara zincirlenmiştiler. Onlara düzgün yiyecekler verilmiyor ve eğer hasta olurlar veya yaralanırlarsa medikal tedavi sağlama noktasında herhangi bir teşebbüste bulunulmuyordu. Batılı yazarların kendileri, kölelik veya zorla çalıştırmak için kaçırılan insanların toplamının en az yüzde 20'sinin Afrika'dan Amerika'ya taşıma sırasında can verdiğini ifade etmişlerdir. Köle ticaretinin altın çağlarını yaşadığı dönemde çeşitli Avrupalı uluslar tarafından kölelik için kaçırılan insanların toplamının, en azından 100 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamlar, kölelik kurumunu tanıdıkları için Müslümanları suçlayan insanların kendi kayıtlarıdır.
METE HAN'IN ÇİN İMPARATORİÇESİNE EVLİLİK TEKLİFİ
Hun hükümdarı Mete Han'a M.Ö. 192'de evlenmesi için Çinli prenses gönderen Çin İmparatoru Huei'nin bu hareketine karşı Mete Han, Çin'de asıl gücü elinde bulunduran Huei'nin annesine evlilik teklifi yapar. Mektup şöyle; Mete Han'ın mektubu; "Ben sazlıklar arasında doğup, sığır ve at topraklarının vahşi bozkırlarında büyütülmüş yalnız bir dul hükümdarım. Çin'e seyahat etmek özlemiyle çok defa sınır bölgesine gelmişimdir. Zatı şahaneleri de yalnız bir yaşam süren dul bir hükümdardır. İkimiz de zevklerden mahrum bir yaşam sürmekte olup kendimizi eğlendirme imkanımız yoktur. Ümidim ikimizin birbirimizde olanları, olmayan eksikliklerimiz için değiş tokuş etmemizdir." İmparatoriçe Lü'nün cevabı; "Yaşım ilerlemiş ve gücüm zayıflamaktadır. Saçlarım ve dişlerim dökülmekte, düzgün ve dengeli bir şekilde dahi yürüyememekteyim. Ch'an-yü herhalde çok abartılmış haberler duymuş olmalı. Ben kendisini bu kadar alçaltmasına layık değilim. Ancak, ülkem hiç bir yanlış yapmadı ve ümidim kendisinin ülkeme zarar vermeden sakınmasıdır." Bu cevap üzerine Mo-tu isteğinden vazgeçmiş ve teşekkürünü iletmek için elçi yollamış. Hani bize barbar diyorlar ya! Şu mektuptaki kibarlığa bakınca, en barbar halimiz bile bugünkü sizin dünyayı savaşa boğan, bitmez tükenmez hırslarınızdan daha incedir!
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.