Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yoldakidiyetisyen

yoldakidiyetisyen
@sihhattalebiyesi
"Dünya onların, ahiret bizim olsun" -yolcu Yolcuya heybe, heybeye azık gerek Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum! -Nuri Pakdil instagram.com/sihhattalebiyes...
Dünyayı bir misafirhâne-i Rahmân olduğunu göstermekle ve dünyadaki mevcûdât ise, esmâ-yı İlahiyenin aynaları olduklarını; ve masnûâtı ise, her vakit tazelenen mektûbât-ı samedaniye olduklarını bildirmekle, insanın fenâ-yı dünyâdan ve zeval-i eşyâdan ve hubb-u fâniyattan gelen yaralarını güzelce tedâvi eder ve evhâmın zulümâtından kurtarır. Hem mevt ve eceli, alem-i berzaha giden ve âlem-i bekāda olan ahbablara visal ve mülakat mukaddimesi olarak gösterir.
Reklam
Gündüz, nasıl şu siyah bir kabre tebeddül etti. Dünya siyah kefenini giydi. Öyle de senin ömrünün gündüzü de geceye; ve dünyanın gündüzü de berzah gecesine; ve hayatın yazı dahi ölümün kış gecesine inkılâb edeceğini kalbin kulağına söyledi. Nefsim bilmecburiye dedi: Evet, ben vatanımdan garib olduğum gibi bu elli sene zarfındaki ömrümde zeval bulan sevdiklerimden de ayrı düştüğümden ve arkalarında onlara ağlayarak kaldığımdan, bu vatan gurbetinden daha ziyade hazin ve elim gurbettir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İhtiyarlık, alâmettir; yani nimettir.
Madem ahiret var. Ve madem bâkidir. Ve madem dünyadan daha güzeldir. Madem bizi yaratan zât hem Hakîm hem Rahîm'dir. İhtiyarlıktan şekvâ ve teessüf etmemeliyiz. Bil'akis ihtiyarlık imân ile ibadet içinde sinn-i kemale (olgunluk yaşına) gelip vazife-i hayattan terhis ile alem-i rahmete istirahat için gitmeye bir alamet olduğu cihatla ondan memnun olmalıyız.
Kadın-erkek eşit midir?
Kadını erkeğe eşitleyerek, hayatın her alanında bulunması gerektiğini savunanlar ağır bir fatura da ödetmektedirler kadına.
Reklam
Güzel bir hikaye, okunmalı*
"Zengin ve nüfuz sahibi bir adam, çok sayıda kişiyi yemeğe davet eder. Misafirler arasında hastaları iyileştirmesiyle meşhur bir sufi, bir de Fransa'da eğitim görmüş, doktor olan sağlık bakanı vardır. Yemekten sonra birdenbire ev sahibinin kızının başı döner onu yatağa yatırırlar. Ev sahibi sufiden kızı için dua etmesini ister. Sufi kızın yanına gider ve iyileşmesi için dua eder. Bu durum Sağlık Bakanını oldukça kızdırır ve homurdanarak: "Bu hurafelere artık inanmayın. Günümüzde insanları iyileştirmek için vitamin enjeksiyonları, modern ilaçlar ve başka bilimsel yollara sahibiz. Bu tip modası geçmiş saçmalıklar ilerlememizi önlüyor." der. Bu sözler üzerine sufi, Bakan'a döner ve: "Bugünlerde bakan üniformasını eşeklere giydirdiklerini bilmiyordum! Böylesine cahil ve aptal bir adam bırakın bakan olmayı, nasıl bir doktor olabilir?" Bakan bu sözlere çok öfkelendi, yüzü kıpkırmızı kesilip öfkeden dili tutuldu. Sufi, Bakan'ın bu hâlini görünce yumuşak ve nazik bir sesle; "Bakanım, lütfen beni affedin. Bu aşağılayıcı sözleri yalnızca bir hususu işaret etmek için söyledim. Görüyor musunuz yüzünüz nasıl kızardı, kan damarlarınız şişti, nabzınız hızlandı ve adrenalin düzeyiniz tavana vurdu. Bütün bunlara birkaç söz neden oldu. Eğer sıradan sözler bu gibi fiziki değişmelere neden olabiliyorsa, belki de Allah'ın kitabın- dan alınmış ilahi sözler de fiziki iyileşmeye yardımcı olabilir."
Amel, imanın cilasıdır.
Bedenin sağlığı elbette mühim zira sıhhat yoksa iman cilası olan amel eksik kalır.
Şifahane/Hastane
"Şifahane mi?" Şaşkınlıkla sorduğum bu soruya kısık bir kahkahanın ardından cevap verdi. "Tuhaf değil mi? Kelimelerin bile manalarına kastetmişiz. Hastane adı bile karamsar olmaya yetiyor ama şifahane tabirinde bile bir umut var."
Ey oğul, dua ederken şöyle demek gerekir; Ya Rabbi senin rıza-i şerifin hangi şeyde ise bu zayıf kuluna fazlın ve kereminle onu ihsan eyle. Zira daima Allah azze ve celle yolunda bulunan kula bela erişmez. Allah kuluna bir şeyi uygun görmüşse o şey kul için bela değildir. Eğer Allah, kendi ezeli hikmeti ile bir sevgili kuluna bela göndermişse, o belayı kaldırabilmesi için yine kendi inayetiyle o kuluna kuvvet ve tahammül ihsan eder. O belanın gelmesinin hikmetini de o kuluna bildirir. Kişinin kendi ihtiyarıyla Allah'tan bela istemesinde ise güçlük vardır. Çok tehlikeli bir iştir. Kulun böyle küstahlık edip bela istemesi doğru değildir.
Reklam
Belki sonuç yarım kaldığını sandığın şeydir. Sonunca odaklandığın için süreci takip edemiyor olabilirsin.
Dünya muhabbeti gönlüne doldukça zikrullah'ı unutur. Zikrullahı unutunca Hak Teala O kişiden yardımını Keser, imanın tadını gönülden giderir, yerine zulmet doldurur. Bundan sonra o kişi her gün oruç tutsun, geceleri sabaha kadar Namaz kılsın, isterse hacı olsun, Mekke'de Kabe'ye komşu olsun isterse evliya oğlu olsun fark etmez. Dünya muhabbeti o kişinin gönlünde galiptir.
Sayfa 228
340 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.