kırık bir sürahide taşınıyor gözyaşları
cinnet denemeleri ve sökük sonbahar giysileri--
uzak ve mağrur / ilk söylendiği gibi parfümlü
ilk söylendiği gibi: insan çabuk ölmeli.
Hsü Wei: Köyde, su kıyısında akşamı severim, Bütün köylülerin yorgun oldukları, Fasulye sırığından yapılmış çardağın altında.
gevezelik ettikleri Her sözün bir şiir olduğu.
anı, severim.
Masayı kütüphanemin yanına koymam hiç iyi olmadı. Ne zaman şiir yazmak için masaya otursam, cesaretim kırılıyor. Karşımda İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Ezra Pound, Eliot, Rilke...
Masayı kütüphanemin yanına koymam hiç iyi olmadı. Ne zaman şiir yazmak için masaya otursam, cesaretim kırılıyor. Karşımda İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu, Ezra Pound, Eliot, Rilke...
Müslüman bir kadındı. Yaşı altmışın üzerinde olmasına rağmen, gençlerle konuşurken bile tülbentiyle ağzını örterdi.
Evinin arkasında iki üç metrekarelik bir toprak parçası vardı. Ayakta zor durmasına rağmen, üşünmez, bahçeye yeşil soğan, fasulye falan ekerdi.
Geçen yılın bahar ayında benden çilek fidesi istedi. Güle oynaya getirdim. Bahar bitti, yaz bitti ve sonbaharda ninemiz vefat etti.
Geçen gün, evlerinin arka tarafından geçerken bahçeyi
gördüm. Belli ki ninemizin vefatından sonra bahçeyle kimse ilgilenmemişti.
Çileklere gelince... O iki kök çilek fidesi, bahçenin her yerini sarmış. Çelikler kıpkırmızı olmuş, toplanmadıkları için
çürümeye başlamış.
"Behçeye inip şunları yiyeyim" diye niyetlendim. Sonra, rahmetlinin bahçeye izinsiz giren çocuklara söyledikleri aklıma geldi, hemen vazgeçtim.
Bahçeye uzun uzun baktım, ölümü düşündüm: Ölüm, insanın bir yarısını alıp gidiyor. Ardında, işte böyle yarım kalmış projeler, verilmiş sözler, binbir emekle yapılmış evler, ekilmiş bahçeler, daha ilk meyvesi bile yenmemiş fidanlar bırakarak...
Sonra eve döndüm, ömrümü uzatmak için biraz şiir çalıştım.
Çocukları, politikacıların ve reklamcıların erişemeyeceği yerlerde saklamalıyız. Ya da şöyle: Politikacıları ve reklamcıları, çocukların erişemeyeceği yerlerde saklayınız...