Hassân b. Sâbit de, Hz. Peygamber'den günün anısına bir şiir söylemek için izin istedi. Hz. Peygamber'in ona izin vermesi üzerine şu beyitleri söyledi:
Gadir günü peygamberleri onlarla konuşuyor. Konuşan Peygamber'i dinle!
Cibril, Rabb'inin emri üzerine ona gelerek, masum olduğunu ve gevşek davranmamasını istedi.
'Onlara Rab'leri olan Allah'ın sana indirdiğini tebliğ et ve burada düşmanlardan korkma!'
Bu sırada eliyle Ali'nin elini kaldırarak yüksek sesle ilan etmek için ayağa kalktı.
Dedi ki: 'Mevlânız ve veliniz kimdir?' 'Burada kör olacak bir durum yoktur.' dediler.
'İlâhın mevlâmızdır, sen de velimizsin. Bugün bizi sana isyan eder bulmayacaksın...'
Ona dedi ki: 'Kalk ey Ali! Seni benden sonra imam ve hidayete götürecek kişi olarak seçtim.
Ben kimin mevlâsıysam bu da onun velisidir. Ona doğrulukta yardımcı ve mevlâ olun.'
Burada dua etti: 'Allah'ım, onun dostuna dost ol ve Ali'ye düşmanlık yapana düşman ol!
Gün batımı biraz kızıllaşınca,
Dik başlar git gide ağırlaşınca,
Kışın saatler tam beşi vurunca,
Ölür içimde bir faili meçhul.
Ümidimin rengi olur muamma,
Kanat çırpar yalnızlığma bir Anka,
Her günün sonunda aynı macera;
Ölür içimde bir faili meçhul.
Aynalar, yüzümde gülücük kollar !
Serçeler balkonuma hep tek konar,
Bir olmaz, ömrümü olmaza boyar,
Ölür içimde bir faili meçhul.
Sımsıkı tutunmak hayata: Nasıl ?
Yürek pare pare ve eller nasır !
Söyleyin, nedir şu saadetteki sır ?
Ölür içimde bir faili meçhul.
Hasta yatağında son günü gülün,
Solgun iştahların menzili gönlüm,
Uçacak yeri mi kaldı sînemde külün..?
Ölür içimde bir faili meçhul.
Saim PARILTI-2012
Burada handa, bir kadeh şarap ısıtır beni,
Sıcak zeminde kedimle güvendeyim,
Sıcaklık kemikten kemiğe yayılır. Zihnim gevşer.
Cho-sang'ın kar resmini düşünürüm.
Bir küçük parşömende öyle bir beyaz büyü yaratmış ki
Bugün gördüğüm gibi.
Orada söğüt dalları
Ağırlık altında eğilmiş.
Han kapılarını kapamış.
Bir misafir küçük arabasına biniyor,
Karda titreyen gururlu bir memur,
Kuşkusuz birçok basit adamı kıskanıyordur,
Sıcak bir yorganı soğuktan donmuş kulaklarına kadar çeken
Ve sıcak bir zeminin rahatlığında,
Sıradan köy hayalleriyle günü geçiren.
Ben, Cho-sang'ın resmettiği gibi bir kar gördükten sonra,
Onunla şiirler paylaşmayı dört gözle bekliyorum.
Ölü kelimelere minik mezarlar kazıyor
Ağlayarak gömüyor
Kibrit çöplerine taktığım mezar kağıtlarına
Burada yatıyor yazıyordum.
Kelimelerin mezarlığında gece bekçisiyidim.
Dirilecekleri günü bekledim
Hiçbir zaman anlamadı insanoğlu
Dünya birine kalacak olsaydı Süleyman’a kalırdı
Ölüm satın alınsaydı Nemrut tutar alırdı
Çıkmadık canlara derman bulurdu
Lokman Hekim ölmedi mi?
Bu yüzden hiç korkmadık biz
Umudumuz hep Allah’tandı.
Derdimize yüksel dedik, istediğin kadar yüksel!
Nasıl olsa geçmeyecek misin?
Zalimlere güçlen dedik, dilediğin kadar güçlen!
Nasıl olsa düşmeyecek misin?
Öyle oldu, olacak.
Bu dünya iyiyle kötünün arasında bir yerde.
Ama günü geldiğinde iyilerden taraf olacak..