Sıradan,tahmin edilebilir,tekrara düşen cümleler,edebi görünsün diye araya sıkıştırılmış şiirler ,alıntılar vesaire vesaire… Son dönem yazarları gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor. Daha kitabın çeyreği bitmeden olaylar kendini açık ediyor; kaldı ki okurken lezzet veren bir üslup da yok. Bir kaç cümle hariç -zaman öldürmelik- dahi diyemeyeceğim bir kitap.Yazarın daha evvel Ahmet Batman ile karşılaştırıldığına dair bir incelemeye rastlamıştım.Vallahi ha kel hasan ha hasan kel misali bir durum. Son dönem yazarları arasında şu ana dek iki kişiyi önerebilirim, Melisa Kesmez ve Aylin Balboa.Biraz daha samimi geliyorlar ve kalemleri daha tutarlı ve okunabilir. Görüşüm bu yönde,maalesef ite kaka bitirdim yarım kalmasın diye lakin bana eziyet oldu.
Kadının ne düşündüğü de gözyaşlarından belli olmaz;
Ne giydiği gölgesinden nasıl belli olmazsa;
Ah, ne acayip bir cinsiyet ki bu, sadık olanı hiç bulunmaz;
Biri hariç, ki o da beni öldürsün diye sadık aslında.
İlk insanlar gökyüzüne uzanan bir dağın kuzey ve güney eteğinde yaşarlarmış ve tam ortasında zirvesi gökyüzüne ulaşan bir dağ varmış. Dunya dağın etrafında kuzey ve guney olarak yasarlarmis. Guneydekiler sadece güneyde yasamak için, kuzrydekiler ise kuzeyde yasayip olurlermis. Iki bolgenin arasindaki dagin zirvesinde gecermis tek yol. Iki bolgenin
Turgut Uyar'ın şiirlerini anlamak için bir kaç defa okumak ve benimsediği şiir anlayışını bilmek gerekiyor. Çünkü bu şiirler şairin hayatından büyük izler taşıyor.
Şairin işlediği temalar genellikle; cinsellik, insan, doğa diyebiliriz. Bu temaları -bazı şiirler hariç tabii ki- ard arda ve ağır imgelemesinden dolayı tarzını kapalı buluyorum.
Ayrıca Uyar'ın çoğu şiirinin düzyazıya yaklaştığı hemen görülüyor zaten kitabı okuyanların dikkatine çarpan ilk nokta bu olabilir.
Kitabı benim gibi daha sade, yazarın hayatını ve fikirlerini bilmek zorunda olmadığımız tarzda şiir sevenlere değil de şiiri diğer türlere tercih eden, simge ve çağrışımlara kafa yormak veya zaman ayırmak isteyenlere önerebilirim.
Daha uzun olmasını beklediğim ve istediğim bir eserdi. Tadı damağımda kaldı ama zihnimde hala hissedebiliyorum çoğu yerleri.
Günümüz dünyasının çok gerisinde kalan bir kitap olduğunu söylemek mümkün. Aşka, cinsel ilişkiye, özellikle cinsiyet ve insan ilişkilerine dair çoğu fikirlerin ve potansiyel argümanların tamamen değiştiği -ya da
En sevdiklerim ilk üçe giren şairlerden Cemalim Süreyam :)
Adını en sevdiğim şiirinden alan bu kitap ise şiirlerinin bir derlemesi. Ve bu şiirler mutlaka aşıkken okunası, ya da aşık olmak için...
"Bütün kara parçalarında. Afrika hariç değil."
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 201818,4bin okunma
DİVANÇE
Divançe küçük divan anlamına geliyormuş ben yeni öğrendim bunu :) ve buna bakarken şöyle bir şeye denk geldim.
şairler neden divançe yazarlar?
- sevdikleri türde eser vermeyi seçtikleri için.
- mürettep divanı tamamlayamadan öldükleri için.
- az sayıda eserleri olduğu için.
Behçet Bey'in yani çokluk ölçüsünü bilmiyorum ama nezdimde
ben bu kitabı 2022 yılında almıştım, aldıktan sonra bune ya diyip rafa koyup daha da yüzüne bakmamıştım. cinsel açıdan bazı cümleler ve sayfalar midemi bulandırdığından kaynaklı kitabı okumama kararı almıştım. böyle çoğu kişinin düşüncesini de merak etmiyor değildim ve herkes de berbat olduğundan bahsedip okumayı bıraktığını söylemişti.
biraz
İlk kitabından itibaren yapılan incelemelerin tümü
İKİNDİ ÜSTÜ
Tam garip başından sonuna kadar garip etkisi var. Ben de diyorum Edip ağabey neden bu kitabını reddediyor.. sebebi anlaşıldı. Orhan Veli kadar becermiş bu işi :) ama oldukça normal Edip ağabey bu kitabı yazdığında 19 yaşındaymış o zamanlar Türkiye de bir garip etkisi vardı. En azından
Ödüllü yazarımızın okuduğum ilk romanı Kar oldu. Ödülü bu kitapla almış olmasına rağmen ismini Masumiyet Müzesi isimli kitapla duymuştum ilk.
Son derece siyasi konulara değinen bir kitap olduğunu fark edince okuma hevesim biraz kırıldı doğrusu. Çünkü son dönemlerde edebiyat dergilerinde olsun sosyal medyada olsun yeterince siyasi tartışmalara