Baharın gelişi, şiirli balkon günleri…
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
Ahmet Muhip Dıranas - Şiirler
1. Selam
2. Yağmur, Gül ve Eller
@everestyayinlari
°
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
°
Selamlar . Şairlerimizi ve şiirlerini çok seviyorum. Her yeni şiirde bambaşka duygular
Attila İlhan’dan okuduğum üçüncü şiir kitabı. Sanırım geçen zaman içerisinde şairin hislerine daha samimi tanık olabildiğimi düşünüyorum. İlk okuduğum kitabında kendisine çok yabancıydım fakat şimdi Fransa sahillerinde birlikte geziyor, vapur turlarında birlikte insanları gözlemliyormuş gibi bir hisle yaklaşıyorum şiirlerine. Şiirlerindeki üstü kapalılığın herkese hitap etmediğini düşünüyorum.
Bazı şiirler o kadar iyi ki en başa dönüp aynı şiiri tekrar tekrar okuyorum. Her defasında farklı bir şey keşfediyorum sanki.
“Emperyal oteli”, “Pia”, “Sisler Bulvarı” şiirleri bile bu kitabın değerini en üstte tutmaya yeter.
Toplumcu şiir olmasından dolayı yazdığı bazı Anadolu şiirleri bana çok hitap etmese de kitabın sonlarına doğru oldukça yer edinmiş
İş Bankası Kültür yayınlarından çıkan kitabı ciltli bir şekilde satın almıştım. İyi ki de bu kararı vermişim. Herkese bol şiirli günler:)
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,083 okunma
....baharın genç tenli,uzun boylu, mavimtrak günlerine kavuşurduk. Hayat sanki yeniden doğar, ağaçlar yeşillenir, beyaz ve pembe çiçeklerini erguvanlar da lalden alevlerini açarlar. Ciçek kokularıyla dolgunlaşan hava gönlumüzü bir saadet vaadiyle kaplar.
Her şey kolaylaşmaya, revanlaşmaya başlar. Hayatları hâlâ tabiatın lütfuna veya kahrına göre kurulan insanların ruhlarında ezeli bir ferahlık cağlar. Günler mavimtrak saatlerini gönüllerin üstünden hayatın musikisini söyletmek için bir mızrap gibi geçirir ve kuş cıvıltılarıyla dolu ,bir çocuk neşesi tadındaki saffetli sabahların ,sevilen gözler gibi tesir eden, seven bir kalp gibi dolgun ve durgun akşamların ve menekşeden örülmüş gecelerin şiirli silsilesi başlar.
Merhaba 1K okurları!
Açık kalp ameliyatına hazır mısınız? Aşık kalpleri anestesi olmadan ameliyat ediyor da yazar. Her dize bir dikiş. Her şiir neşter kuvvetinde. İlmek ilmek sevda dikiyor delik deşik kalplere. Dağlıyor yaralarımızı. "Ya Şafi" der gibi... Akmıyorsa dizelere gözyaşlarınız, demek ki neşter darbesinden ağırdır acınız.
"Ağlayamıyorum... Gözümde yaş mı kalmadı?" diye düşünüyordum günlerdir. Bir alıntıya rasladım canım arkadaşım
Piraye'in gönderisinde. Sağolsun, "okumalısın" dedi de, beni dizelerinden daha derin kalbi olan yazarla tanıştırdı. "Okur okusun," dedi yazar. Bu sözde derin anlam var. Okusun diye yazılan var, okunsun diye yazılan var. Yaralarını işlemiş satırlara
Necat Uslu
Benzer yaralar yaralıları yarasından bağlar.
Şiirli yaralarımızda buluştuk. Kalbim, doktor görmeyen kalbim, anestezisiz ameliyat geçirdi. Bir süre komada olur. Sancısı büyük acıları yalnız yeni acılar söker. Demem o ki yazarım, ameliyat sonrası 'hasta' ziyeretine eliboş gelinmez. Siz bize yeni şiirler getirin, acılı Adana kababı niyetine. Dilimizi değil, ruhumuzu yakın. Yakın ki, kül olmuş yüreğimiz, küllerinden doğsun.
Okudum ama rafa kaldırmadım. Açar tekrar tekrar okurum. Biliyor beni bilenler. Öyle her kitabı tavsiye etmem. Önerdiğim kitabı okuyup da pişman olan olmadı çok şükür. Okuyun derim. Tabii kalbinizin takati varsa...
Keyifli okumalarınız olsun.
Sivas kongresi günlerinde, Mustafa Kemal'in başını koyduğu yastık kılıflarında yazılı şiir şöyledir:
Dünyanın makamıyla gururlanıp incitme insanı
Zamanın Süleyman'ı olsan bırakırsın sarayı