Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte bi şarkı daha yakaladım .. sözlerin güzelliğine bakar mısınız .
Sımsıcak konuşurdun konuşunca ırmak gibi, rüzgar gibi konuşurdun yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Büyük aşklar yolculuklarla başlar ve serüvenciler düşer bu yollara..
Reklam
bir de gülüşün eklenir kimliğime..
Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de
Ülkü Tamer ile şiirli günler…
Şiir her gün yeniden başlar. Her sabah uyanır, Yıkar kelimelerini, Harflerini tarar.
Bahar gelince ....
....baharın genç tenli,uzun boylu, mavimtrak günlerine kavuşurduk. Hayat sanki yeniden doğar, ağaçlar yeşillenir, beyaz ve pembe çiçeklerini erguvanlar da lalden alevlerini açarlar. Ciçek kokularıyla dolgunlaşan hava gönlumüzü bir saadet vaadiyle kaplar. Her şey kolaylaşmaya, revanlaşmaya başlar. Hayatları hâlâ tabiatın lütfuna veya kahrına göre kurulan insanların ruhlarında ezeli bir ferahlık cağlar. Günler mavimtrak saatlerini gönüllerin üstünden hayatın musikisini söyletmek için bir mızrap gibi geçirir ve kuş cıvıltılarıyla dolu ,bir çocuk neşesi tadındaki saffetli sabahların ,sevilen gözler gibi tesir eden, seven bir kalp gibi dolgun ve durgun akşamların ve menekşeden örülmüş gecelerin şiirli silsilesi başlar.
Sayfa 26 - Yky
Sivas kongresi günlerinde, Mustafa Kemal'in başını koyduğu yastık kılıflarında yazılı şiir şöyledir: Dünyanın makamıyla gururlanıp incitme insanı Zamanın Süleyman'ı olsan bırakırsın sarayı
Reklam
Kasımpatıların çiçek açtığı 1918 yılının 13 Kasım'idir günlerden, Istanbul işgal edilmekte, hüzün ve ölüm günleri başlamaktadır!
"Kalbimin yamacında gül gölgesisin ,bir şiirlik hakkım olsa yine seni severdim"
Her şey biter.. Kahveler.. Filmler.. Kitaplar.. Yollar.. Günler.. Ve dahi aşklar bile biterler.. Geriye bir tek ayrılıklar kalır.. Son nefese dek, inatla sürerler..
Dertlerin kalkınca şaha Bir küfür yolla Allah'a.. Görecek günler var daha; Aldırma gönül,aldırma..
Reklam
Arsene Houssaye’e
Uyumu uyağı olmadan da şiirli, ezgili olan, ruhun içli devinimlerine, imgelemin dalgalanmalarına, bilincin çarpıntılarına uyacak kadar kıvrak ve çarpıntılı bir şiirsel düzyazı tansığını hırslı günlerimizde hangimiz düşlemedik?
canlı, renkli, şiirli hülyalar
parlak günler, sıkıntısız, tasasız, gülen yüzler, kat kat çeneli, doymak bilmez iştahlı, ablak yüzlü insanlar; bitmeyen bir yaz mevsimi, sonsuz eğlenceler, doyulmaz yemekler. tatlı bir uyuşukluk..
Şiirli Sevda, Sevdalı Şiir
İsmi Nihaye, Filistinli, Terapist, 34 yaşında, ●diyor ki" 18 yıldır Kudüs'e giremiyorum, izin vermiyorlar. Kudüs ve Mescid-i Aksa aşkı ile içim yanıyor. Ben de ne zaman bunalan, daralsam, kendimi kötü hissetsem bu tepeye gelirim. Saatlerce o güzelim kubbeyi seyreder ve oraya gideceğim günlerin hayalini kurarım. Hatta zaman zaman şiir yazarım. Bir kitap olacak kadar birikti yazdığım şiirler. Yeteri kadar seyrettikten, hele bit de şiir yazdıktan sonra güçlenir, kendimi iyi hisseder işime gücüme geri dönerim. ●Küçük gibi görünen dev bir sevda. Sevdası para değil, pul değil, makam değil, mevki değil. Şan, şöhret, konfor, rahatlık hiç değil. Bir mescide sevdalanmış, gönlünde onu taşıyor. ● Sevdalı olmak önemli, sevdasız olmaz. Yaşıyorsak seveceğiz, aşık olacağız, sevdalanacağız. "Halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazareti" diyen şaire inanacağız. Kalp boş taşınmaz çünkü, sevdasız tutulmaz. ●"Geçti bizden sevdaluk" diyen asla biz olmayacağız. Ama sevdamız da kıymetli olacak. Kalp kıymetli çünkü, çer çöp koymaya gelmez. "Sür çıkar ağyarı dilden" diyen büyüklere kulak verecek, ne varsa sevdadan gayri çıkaracağız. Sonra dile gelecek sevdamız, kaleme düşecek, şiir olacak. Şiirsiz sevda olmaz çünkü, sevdasız şiir...
Sayfa 28
Homeros'un ilk dinleyici kitlesi, göçmen ve yoksul bir kitleydi. Eski güzel günleri hatırlayan bir grup sığınmacı, sürekli neyin yanlış gittiğini soruyordu. İlyada, günümüze kadar kaybolmuş ve savaşın sebeplerini ve nasıl bittiğini anlatan, altı epik şiirlik daha uzun bir serinin parçasıydı. Homeros'un 15.700 satırlık şiiri tek bir seferde ezberden anlatılamaz ya da dinlenemezdi: büyük bir olasılıkla birkaç günlük festivallerde ya da günümüzdeki TV dizileri gibi bölümler halinde okunması gerekiyordu. Nasıl okunursa okunsun, savaşın insandan aldıkları kadar insana kattıkları da olduğu ironisini gözler önüne serer. Truva Savaşı olmasaydı, Homeros da olmazdı. Ve Homeros olmasaydı, bildiğimiz anlamda klasik Yunan edebiyatı da olmazdı. Bu insanlar tarihte yeniden ortaya çıkana kadar, Aşil ve Hektor'un, Paris ve Helen'in hikâyesini anlatarak antik dönemlerin en etkileyici uygarlığını yaşatıyor olacağız.
Sayfa 79 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Şans yolunu şaşırmıştır.
"Son günlerde şansım nasıl da çiçek gibi açılıverdi! Ya­şantım ne güzel, şiirli bir yola girdi!"
Sayfa 151 - Cem Yayınevi.
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.