İsmi Nihaye,
Filistinli,
Terapist,
34 yaşında,
●diyor ki" 18 yıldır Kudüs'e giremiyorum, izin vermiyorlar. Kudüs ve Mescid-i Aksa aşkı ile içim yanıyor. Ben de ne zaman bunalan, daralsam, kendimi kötü hissetsem bu tepeye gelirim. Saatlerce o güzelim kubbeyi seyreder ve oraya gideceğim günlerin hayalini kurarım. Hatta zaman zaman şiir yazarım. Bir kitap olacak kadar birikti yazdığım şiirler. Yeteri kadar seyrettikten, hele bit de şiir yazdıktan sonra güçlenir, kendimi iyi hisseder işime gücüme geri dönerim.
●Küçük gibi görünen dev bir sevda. Sevdası para değil, pul değil, makam değil, mevki değil. Şan, şöhret, konfor, rahatlık hiç değil. Bir mescide sevdalanmış, gönlünde onu taşıyor.
● Sevdalı olmak önemli, sevdasız olmaz. Yaşıyorsak seveceğiz, aşık olacağız, sevdalanacağız. "Halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazareti" diyen şaire inanacağız. Kalp boş taşınmaz çünkü, sevdasız tutulmaz.
●"Geçti bizden sevdaluk" diyen asla biz olmayacağız. Ama sevdamız da kıymetli olacak. Kalp kıymetli çünkü, çer çöp koymaya gelmez. "Sür çıkar ağyarı dilden" diyen büyüklere kulak verecek, ne varsa sevdadan gayri çıkaracağız. Sonra dile gelecek sevdamız, kaleme düşecek, şiir olacak. Şiirsiz sevda olmaz çünkü, sevdasız şiir...