Bugünlerde intihar eden hiç kimse gözü dönmüş bir şekilde intihar etmiyor. İlk adımı atmadan önce o kadar ince eleyip sık dokuyor ki resmen düşüncelerle nefesi kesiliyor. Hatta intihar ettiği bile tartışılır, çünkü canını alan düşüncedir.
Spoilersız
Gogol'un anlatımı oldukça sade ancak hayal gücü irasyonel olanı rasyonel hissettirecek gerçeklikte. Kitap rasyonelliğin dışına çıkıyor sık sık fakat bu durum kurguda dahi gerçeklik arayanların canını sıkmayacak cinsten. Eğer kitap hakkında duyduklarınız ya da okuduklarınız kitaba ön yargı beslemenize neden olduysa (rasyonelliği sevenler için söylüyorum) siz yine de bu kitaba bir şans verin. Çünkü bütün bir Rus edebiyatının neredeyse tümü
Nikolay Gogol 'den düştü dense yeridir. Ayrıca Rus edebiyatına girmek için çok doğru bir yazar olacaktır.
İyi okumalar.
Not; en sevdiğim hikaye
Ve nihayet benim bebeğim doğdu. Her ne kadar üvey anne olsam dahi onu dünyaya getiren kadar büyüten de bir annedir.
İki sene süren bir emek vardı daha doğrusu eziyet. Çünkü bir roman yazma fikrinin böyle elle tutulur bir kitap haline gelme süreci çok sancılı geçiyor. Halbuki ben bir kalem kağıt alıp yazıp basıyorlar bizler okuyoruz
Giriş daima zordur ben de şöyle başlamak istiyorum.
Hoşçakal Oblomov, hoşçakal Olga. Size bu kadar alışmışken ayrılmaya, başka bir kitaba geçmeye utanıyorum. Bence bir çok eser de utanmalı siz varken kendinin okunmasına.:)
Ve merhaba değerli 1 K okuyucuları. Şimdiden söyleyeyim bu kitabı okumadıysanız sizi ikna etmek için nasıl dil dökeceğim
Otuz iki yaşında Tahran’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden . Karlı bir günde bizleri Tahran sokaklarında yolculuğa çıkaran kitapta anlatıcılar kimi zaman değişiyor ve kendimizi Furuğ’u dinlerken buluyoruz.yarım kalmışlıklarla dolu, kısacık hayatını tamamlıyoruz.Çocukluğu, evliliği, anneliği, aşkları, şiirleri, filmleri yarım. Her
Küçük bir çocuktum ama acının var olmadığını öğrenmiş, acıyı yenmiş, kendimce gücü acı çekmemek olan bir süper kahramana dönüşmüştüm. Okul arkadaşlarımdan biri, "Çelikten yapılmış gibisin, biri canını yaktığında hissetmiyorsun," derdi sık sık. Artık büyüdüm ve hala birileri bana iğne batırıp duruyor: Bazen farklı yerlerime aynı anda üç dört iğne saplıyorlar, bazen tam kalbime bir hançer batırılıyor. İşin sırrı çelikten olmak veya hiçbir şey hissetmemek değil, iğnenin girmesine, sana dokunmasına izin vermek ve sonra hissettiğin neyse, onu yeniden adlandırmak.