Klimalı odadayken her şey normal ve sıradan... Güneş alan klimasız odaya geçtiğimdeyse aklıma gelen ilk cümle: “Şu klima ne büyük nimetmiş Allah’ım!” Bu cümleyi klimanın altındayken de kurabildiğim gün, üst kalite bir Müslüman olduğum gündür işte... “Size ulaşan her nimet Allah’tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız O’na yalvarır yakarırsınız.” (Nahl 53)
Sayfa 117 - E-KitapKitabı okudu
"Yüreğimi bilgeliği bilmeye adadım, deliliği ve budalalığı bilmeye. Bununda ruhuma sıkıntı verdiğini gördüm. Büyük bilgelikte büyük keder olur ve bilgisini artıran kederini de artırır."
Reklam
Etkileyici samimilikte bir şiir..
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Ayrıca, nasıl ki hiçbir ülke sadece birkaç kalem ithalata ihtiyaç duyan ya da hiç ihtiyaç duymayan bir ülke kadar müreffeh değilse, en mutlu insan da içindeki zenginliği kendisine yeterli olan ve varlığını idame ettirmek için dışarıdan ya çok az şeye ihtiyaç duyan veya hiçbir şeye ihtiyaç duymayan insandır; çünkü ithal mallar pahalı şeylerdir, bağımlılığı açığa vururlar, tehlikeye sebebiyet verirler, sıkıntı meydana getirirler ve sözün kısası yerli imalat için sefil birer ikamedirler. Hiç kimse başkalarından, ya da genel bir ifadeyle, dış dünyadan çok fazla beklenti içerisinde olmamalıdır. Bir insan tekinin bir başkası için ifade edebileceği şey, öyle çok büyük değildir: Neticede herkes yalnız kalır ve önemli olan şey yalnız kalanın kim olduğudur. Burada genel bir doğrunun bir başka tatbikatıyla karşılaşırız ki, Goethe Dichtung und Wahrheit"ında (Şiir ve Hakikat, III. Kitap), şu şekilde dikkat çeker: Bir insan son tahlilde her şeyde kendisine başvurmalıdır.
Helaya gitmek sıkıntısı bulunduğu halde namaza başlamak mekruhtur.Hattâ namaz esnasında böyle fazla bir sıkıntı görülüp kalbi meşgul edeceği takdirde, vakit müsait ise, namazı bırakmalı, sıkıntıyı giderdikten sonra abdest alıp tekrar namaza başlamalıdır ki namaz,kalp huzuru ile ve kemali üzere kılınmış olabilsin. Aksi takdirde namaz, sahih olsa da sahibi çirkin bir iş yapmış ve günaha girmiş olur.
Mekruh : dince yasaklanmamış olmakla birlikte yapılmaması istenen.Kitabı okudu
“Büyük galeriye döndüğümde Mösyö Robert Darzac’ı göremedim Onu ancak saldırı olayından sonra Glandier’de görecektim. Fakat Matmazel Stangerson babası ve bilim adamlarıyla beraber oradaydı. Arthur Rance’ın yanında duruyordu. Adam ona ateşli ateşli bir şeyler anlatıyor ve gözleri pırıl pırıl yanıyordu. Zannedersem, Matmazel Stangerson onun anlattıklarını dinlemiyordu bile. Yüzünde bir kayıtsızlık ve sıkıntı okunuyordu. Arthur Rance canlı bir adamdır ve yüzü daima kırmızıdır, içkiye düşkün olmalı. Matmazel Stangerson gittikten sonra büfeye geçti ve oradan ayrılmadı. Ben de yanına gittim ve bu kalabalıkta ona bazı yardımlarda bulundum. Teşekkür etti. Ve üç gün sonra ayın 26’smda (yani saldırı olayının ertesi günü) Amerika’ya döneceğini söyledi. Ona Philadelphia’dan bahsettim. 25 yıldır o şehirde oturuyormuş ve Starıgerson’ları da orada tanımış. Durmadan şampanya içiyordu. Yanından ayrıldığımda yarı sarhoştu.
Reklam
Bu dünyada boşluğu doldurulamayacak tek bir kişi bile yoktur. Ne kadar bilgili, ne kadar yetenekli olursa olsun, mutlaka bir yerlerde yerine geçecek bir kişi vardır. Dünya boşluğu doldurulamayacak insanlarla dolu olsaydı, bu bize büyük sıkıntı yaratırdı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Başbakan İsmet İnönü, "Bir öğretmen olarak yola çıkıyorum, " diyerek gittiği Malatya'da 13 Eylül 1928'de yaptığı uzun konuşmada şunları söylemiştir: "Büyük Türk ulusu, büyük ve üstün evladı Gazi'nin önderliğiyle okuyup yazma bilmeyen uluslar arasından çıkmak için Latin esasından alınmış yeni Türk harflerini kabul
Sayfa 197 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.