Düşüncelerinde hep gizli bir hayat yaşadığını hatırladı. Bu düşüncelerini paylaşmayı denemiş ama onu anlamaya yeterli bir kadın veya erkek bulamamıştı.
Zamanla her duyguyu bir koku peşinde koşan bir köpek gibi izlemenin bir değer değil, gereksiz bir komplikasyon olduğunu anladım. Bu çoğu zaman birkaç yoğun duygunun birikmesine ve kafamın karışmasına yol açıyordu.
Çok fazla travma yaşamış kişiler, her şeyin yoluna gireceğine dair temel bir inanca sahip değillerdir. Bu da onların bu dünyada rahat bir nefes almalarını çok daha zor bir hale getirir.
" Adil ve erdemli bir evrene, kişinin kendi kaderini kontrol ettiğine, eksiksiz bir benlik hissine ve süreklilik arz eden bir kişisel öyküye sahip olduğuna dair bir inancımız olmadığında, hayat bize anlamlı gelmez. Yaşamak sadece günü atlatmakla ilgili olan, anlamsız bir pratik haline gelir. Travma etkisi altında olan kişiler, hayal kırıklığının çok ötesine geçen bir anlam krizi yaşarlar; bir çaresizlik boşluğuna dalarlar."
Psikoterapist Belleruth Naparstek
Ben "sahibinin sesini" tekrarlayan papağanlar yetiştirmekle değil, meşaleyi "bağımsız ve hünerli, yaratıcı ve yenilikçi" ruhlara teslim etmekle ilgileniyorum.