Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
Shakespeare
_Dünya büyük bir tiyatro sahnesi gibidir. Herkes bu sahnede rolünü oynar; rolü bitince de bu sahneyi sonsuza dek terk eder. _İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir. Tanrı size bir yüz vermiş; bir tane de siz eklemeyin. _Beğendiğiniz bedenlere, hayalinizdeki ruhları koyup, aşk sanıyorsunuz. _Madem bu dünya bile yok olacak bir
Reklam
Yaşamının Son Yıllarında Goethe İle Konuşmalar İngiliz ulusuna duyduğu büyük ilgi nedeniyle Goethe, benden burada bulunan genç İngilizleri ona zaman içinde tanıştırmamı rica etmişti. Bugün saat beşte beni ve tanıdığım kadarıyla olumlu yönlerinden kendisine bahsettiğim İngiliz istihkam subayı Bay H.’yı bekliyordu. Sözleşilen saatte oraya gittik,
Aldır gönül!
Merhamet ve mesuliyetin diğer kutbu ahlâkî kayıtsızlıktır: Ötekinin ıstırabını görmezden gelmeyi mümkün kılan bilinçli cehalet, ihtimam yokluğu ve inkâr hali. Kalbin ölümü. Ahlâkî kayıtsızlık başkasının iniltisini duymamak için kulaklarımızı tıkadığımız ve ortalıkta dönen büyük yalana hiç itiraz etmediğimiz gün başlar. İyiler ayrı bir
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.