Gözlerim görmezken gözlerimin görmesini sağlayan sın.
Gözlerim yanarken, gözlerim kaşınırken kitap okuyamazken hep seni kulandım sen benim en iyi gözüm oldun iki gözüm. Sana söz zengin olunca seni altından yapıp takacam gözlüğüm benimmm;)
Yani esasında, bana diyorsun ki sen Yeni Zelanda'sın?
"Ama seninle birlikte olmak muazzam bir manzaranın parçası olmak gibi(...)
Ormandasın sanıyorsun ama bir anda değişiyor, çayıra dönüyor, ya da yağmur ormanına, buz uçurumlarına. Hepsi çok güzel ama bir o kadar da yabancı, elinde harita yok, bir ortamdan diğerine nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamıyorsun, bir sonraki dönüşümün ne zaman olacağını bilemiyorsun, üstünde hiç araç gereç yok(..)"
Sayfa 614 - Doğan KitapKitabı okuyor
Çünkü sen Vanessa'sın ☆☆
Tüm bunları, Ethan ameliyatı geciktirdiği için yapabilmiştim. Onlar hastanede ameliyat saatini beklerken ben birilerini vuruyor, merdivenden itiyor, organ bağışı için servet ödüyor ve kendi kardeşimi, yani Chloe'yi kaçırtıyordum
Hak yoldan ayrılma, nefsine uyma, yolda-
şın Allah olursa yolun da doğru olur.
Sayfa 164Kitabı okudu
ŞEYH GÂLİB'İN ŞAHESER KASİDESİ...
Sultân-ı Rusül şâh-ı mümeccedsin efendim,
Bîçârelere devlet-i sermedsin efendim,
Dîvân-ı İlâhî'de ser-âmedsin efendim,
Menşûr-i "Lemarük"le müeyyedsin efendim.
Sen Ahmed ü Mahmûd ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim
Sayfa 61 - III. Kısım, Medine-i Münevvere -Nurlu Belde'de Elli Yıl-, Şıh Abdülgafur El Abbasî Efendi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
“Bizim kavuşmamız binde bir ihtimal, hiç beni bekleme sin” demişsin. Yapma gözünü seveyim Muazzez. Nezaket gös termişsin, Allah razı olsun tabii ama, hiç gerek yok böyle şey lere. Beklemek ne demek, ben seni beklemek için bizim salo nun kapısına “bekleme odası” yazmışım, elime dergiler almı şım, her an sıra bana gelir de seslenirsin diye diken üstünde oturuyorum. Ne demek hiç beklemesin. Şimdi durumu ben sana şöyle izah edeyim:
