Dünyada en büyük ızdırap ve en büyük felâket açlık ve kıtlık derlerse inanınız!.. Hepimizce malumdur ki, bütün fenalıkların, hırsızlığin, haydutluğun, sahteliğin, yalanın, riyanın dolandırıcılığın menbaı ihtiyaçtır. Iİhtiyaç, dünya yüzünde baki kaldıkça kültür ve ahlak mefhumları bir "seraptan" ibarettir. Geriden görünür fakat yanına
kalp bir tulumba değildir.
- Evet kalp bir tulumba değildir. Nasıl ki insan, yetmiş kilo kemikli et değildir. Biz her şeyi dış görünüşünden ibaret sanan maddeci mektebe aykırıyız. Eğer işi mutlaka maddî bir kıyasa dökmek lazımsa, bildirelim ki, vazifelerin belki en küçüğü damarlara kan basma olan kalpten binlerce onbinlerce sinir geçiyor. O yerini bir başkasına verince yabancı bir kalp veya makine ile değiştirilince ne olacak? Bu sinirler hangi faaliyete memur edilecek ve manevî hayatımızda ne gibi bir inkılâba, ihtilâle yol açacak?... Yoksa çürük bir diş siniri gibi vazifeden düştüğü mü kabul edilecek?.. Girift insan yapısındaki kalpte toplanan merkezi nizam inkâr mı edilecek?.. Nitekim maddemiz bile ruhumuza ait bir esrar hazinesinin yerine bir yabancının gelmesini kabul etmiyor, onu reddediyor, kusuyor, atıyor. Gerisi şarlatanlık!... Her şey gösteriyor ki, kalp yalnız bir tulumba değildir. her faaliyeti içine toplayan bir santral, bir nur mahfazasıdır. Dünyayı dört köşe görenlerin anlıyacağı bir mevzu olmaktan da uzak...
Reklam
Ayin başlamıştı. Acayip, son derece kullanışsız simli bir giysi giymiş olan papaz, çeşit çeşit isimler söyleyerek, dualar okuyarak bir ekmeği küçük parçalara bölüyor, bunları önce bir tabağa, sonra da içi şarap dolu bir kâseye koyuyordu. Bu arada papaz yardımcısı da zaten az anlaşılan, hızlı okunduğu için daha da anlaşılmaz hale gelen birtakım
Bizi bilgilendirmek, ikna etmek, eğlendirmek ve manipüle etmek için tasarlanmış, algoritmaların yönlendirdiği bu Furya Ma­kinesi, günde trilyonlarca mesaj alışverişinde bulunarak bizi dünya çapında bir iletişim ağına bağlıyor. Bu makinenin hedefi insan ruhudur. Nörolojik dürtülerimizi harekete geçirmek, bizi ayartmak ve alışveriş yapışımızı, oy verişimi­zi, egzersiz yapışımızı, hatta sevdiğimiz kişileri bile değiştirmeye ikna etmek için tasarlandı. Okuyacağımız, satın alacağımız, inanaca­ğımız şeylere ilişkin seçenekler sunmak için bizi analiz ediyor. Son­rasında seçimlerimizden öğreniyor ve tekliflerini yinelemeli olarak optimize ediyor. Bu makine çalışırken tercihlerimizin, arzularımı­zın, ilgi alanlarımızın, dünya çapında zaman damgalı, coğrafi konumlu etkinliklerimizin her birini izleyen bir veri izi oluşturuyor. Ardından kendi veri izinden besleniyor, işleyişini iyileş­tiriyor, analizini mükemmelleştiriyor ve ikna gücünü geliştiriyor. Motivasyonu, bizi meşgul ederek maksimize ettiği paradır. Ne kadar hassaslaşırsa, o kadar çekici ve ikna edici hale geliyor. Ne kadar ikna edici olursa, o kadar fazla gelir yaratıyor ve büyüyor. Bu, Furya Ma­kinesi'nin yani endüstriyel sosyal medya kompleksinin hikayesidir: Nasıl tasarlandı, nasıl çalışıyor, bizi nasıl etkiliyor ve ona nasıl uyum sağlayabiliriz.
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
Madenlerde Amortisman İşletme sebebiyle içindeki cevherin azalmasından dolayı maddi değerini kaybeden madenlerin ve taş ocaklarının imtiyaz veya maliyet bedelleri, ilgililerin, müracaatları üzerine bunların büyüklük ve mahiyetleri göz önünde tutulmak ve her maden veya taş ocağı için ayrı ayrı olmak üzere Maliye ve Sanayi Bakanlıklarınca belli
Sayfa 769Kitabı okudu
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.