Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S. Sinan ÖZER

352 syf.
·
Puan vermedi
1984
1984George Orwell
8.6/10 · 166,2bin okunma
Reklam
Kafamda deliler dolaşıyor: Birbirlerini su birikintilerine itiyorlar, dillerinin ucuyla parmaklarını yalayarak koşuşuyorlar. Eşya insana inatçı bir direniş gösterdiği zaman hep birlikte üstüme çullanıyorlar: Delice bir şey yap! diye bağırıyorlar vızıltılı seslerle. Eşya sana karşı mı geliyor, kır onu! Sana boyun eğmeyen otlara vur tekmeyi! Her şeyi parçala.
Sayfa 35 - İletişimKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
188 syf.
·
Puan vermedi
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare
8.5/10 · 45,1bin okunma
Reklam
S. Sinan ÖZER

S. Sinan ÖZER

, 2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
24/24 kitap - %100 tamamlandı
24 kitap okudu
24 kitap
4.665 sayfa
0 inceleme
1 alıntı
S. Sinan ÖZER

S. Sinan ÖZER

, 2022 okuma hedefini güncelledi.
2022 OKUMA HEDEFİ
23/23 kitap - %100 tamamlandı
23 kitap okudu
23 kitap
3.107 sayfa
0 inceleme
5 alıntı
Sanki yazı yazmaya yeniden başlıyorum. Aylardan beri elime kalem almadım. Alsaydın sanki bir şey mi yumurtlayacaktın? Sanmam. İyi oldu! Doğrusu buna ben de memnunum. Ama bu akşam neden beni her şey oturup bir şeyler karalamaya zorluyor? Hani biraz daha dişimi sıksam, yalan da söyleyebileceğim. Beni, bilmediğim bir şey zorladı diyeceğim. Değil. Hep böyle olur. Bir vapur beklerken, iki ayağım bir pabuçta iken yazı yazarım. Sanki birisi sormuş: “Nasıl yazarsınız?” diye de konuşuyormuşum gibi hal aldığıma aldırmayın. Nasıl yazı yazarım onu incelemiyorum. Şu akşamımı didikliyorum. Şu san bakkal kâğıdına karşı sıkıntıdan oturduğumu itiraf etmeliyim. Sıkıntının cinsi ne olursa olsun, onu geçirmenin başka çareleri varken bu sıkıntıdan daha sıkıntılı işe neden giriştiğimi bulmaya çalışıyorum. Öyle ya; neden? Pekâlâ okunacak kitaplarım var. Param yoksa bile evim var. Sobam var, yemeğim var. Aşağıda radyo var… Çarşıya inemem. İnemem ama, dağlarda da gezinemez değilim a! Geçiririm şapkamı kafama, ver elini Kalpazankaya. Güneş batmak üzeredir. Aman, dikkat! Güneş batmak üzeredirin arkasından dünyanın tasviri gelir. Hiç niyetim yok: dalgaları boyamaya, ufku bir dilim ekmek gibi kızartmaya. Bak! Yine yapacağımızı yaptık işte. Dalgaları boyadık. Ufku mis gibi kızarttık. Biz böyleyiz. Kötü edebiyat terbiyesi aldık: Ne yapalım? Hemen şairleşmeye başlarız
S. Sinan ÖZER tekrar paylaştı.
Heceöykü 112. Sayı - Raşel
Heceöykü'nün yeni sayısında Raşel adlı öykümle yer aldım. İsteyenler dergiye aşağıdaki linkten ulaşabilir: hece.com.tr/kategori/Heceoy... "İsmine lüzum olmayan bir öykü kitabının gerçek ada sahip tek karakterisin. Ufak bir kız çocuğuyken okyanusun ötesinde diğer kıtalarda yaşayan akranlarını düşünürdün. Daha beşinci sınıfa gidiyordun, mezuniyet gününde kürsüye geçmiş üçüncü dünya ülkelerinin çocuklarını anlatmıştın büyüklerine. Anlamalıyız ki onlar biz, biz de onlarız, diye söylemiştin. Koca koca adamların, kadınların bahsetmesi gerekenleri, vicdanından aldığın kuvvetle sen diyordun. Kendi ülkenin koşullarıyla alakasız topraklarda, hayatını zor şartlarda geçiren yaşıtlarına yoğunlaşıyordu beynin. Minicik bedenlerinde hastalıkla boğuşanları, yetersiz beslenme yüzünden karnı davul gibi şişmiş çocukları, savaşlardan dolayı yersiz yurtsuz kalanları, kollarını bacaklarını kaybedenleri, anne baba şefkatinden mahrum kalanları ve bunlar gibi daha nicelerinin dertlerini yüklemiştin omuzlarına."
Meşru olmayan bir iktidarın hâkim olduğu bir ülkede kendini kapana kısılmış gibi hisseden Hamlet gibi, Turgut da sistemi sorgulayan her birey gibi siyasi otoritenin gücüyle yüzleşmek zorundadır. Bir yandan da, kişilerin özel hayatını en küçük köşesine kadar ele geçirmiş bu iktidarın kendi varlığı üzerinde yarattığı boşunalık ve değersizlik hissiyle baş etmek durumundadır. Ters giden bir şeyler vardır. Tıpkı Danimarka'da bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenen Hamlet gibi, Turgut da bir yandan siyasi iktidarın meşruiyetini sorguladığı gibi, bir taraftan da o iktidarın pişirip sunduğu ve önüne koyduğu "medeni hayat" denen şeyin altını kaldırıp şöyle bir bakmak ister. Turgut dışında pek kimsenin derdi yok gibidir. Herkes önüne konanı kabul eder, yürümesi gereken yollarda yürür. Çoğu için bütün sorular sorulmuş ve hepsi cevaplandırılmıştır. Kimse şüphelenmez, itiraz etmez ve karşı çıkmaz. Bir hayaletle genç bir prensten başka. Tıpkı Shakespeare'in oyununda olduğu gibi.
Sayfa 119Kitabı okudu
205 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.