Verem olduğumu, asla iyileşemeyeceğimi çok iyi biliyordum. Aldatmıyordum kendimi, durumumu da çok iyi biliyordum. Ama bunun bilincine ne kadar çok varıyorduysam, yaşama tutkum da o ölçüde artıyordu. Dört elle sarılmıştım yaşama ve ne pahasına olursa olsun, yaşamak istiyordum. Kabul ediyorum, beni bir sinek gibi ezmeye kalkışan karanlık, kör talihime, kuşkusuz, nedenini bilmeden kızabilirdim. Ama neden kızmakla yetinmedim? Neden başlayamayacağımı bile bile yaşamaya başladım? Bir şey yapamayacağımı bile bile, bir şeyler yapmaya kalkıştım? Kitap bile okuyamıyordum, bırakmıştım okumayı: Ne diye okuyacaktım ki? Altı ay için bir şeyler öğrenmeye ne gerek vardı?
Aniden melodi geri döndü. Öz babasının , kendi uydurduğu çok sayıdaki kısa ve basit şarkılardan biri , kavanozun dibinde sıkışıp kalmış bir sinek gibi Leon'un kafasının içinde vızıldıyordu.
İşletme bir insan uğraşıdır. Belki de bir işletmeyi "şirket" olarak tanımlamamızın nedeni de budur -çünkü şirket diğer insanların dostluğu içerisinde yaşayan insan topluluğudur. Önemli olan dostluktur.
Ama zevk her zaman yararlıdır; bir sinek üzerinde bile olsa, insan vahşîce, sınırsız bir üstünlük duygusuna kapılabilir. Zorbalık insanın yaradılışında vardır, acı vermekten zevk alır.