Kentlerin ana caddeleri, hikmet gözüyle bakıldığında, mezartaşlarındaki yazıları andıran tabelalarla dolu. Sinema, radyo, televizyon yayınları, duvarlar, ruh asalağı, zihin paraziti reklam ve propaganda akıntısıyla bulanmış.
Atsız'ın, Alparslan Türkeş'in yurda dönüşüyle ilgili tutumunu Deliorman da şöyle anlatıyor:
"Atsız, Türkeş'in gelişini âdeta adım adım takip etmişti. Onun tekrar vatana kavuşmuş olmasından son derece memnundu. Bu memnuniyette, eski bir ülküdaşın maruz kaldığı haksızlığın sona erişindeki hoşnutluktan daha fazla bir şey vardı.
Alparslan Türkeş Yurda Dönüyor: 13 Kasım tasfiyesiyle yurt dışına sürgün edilen Türkeş ve arkadaşlarına dönüş izni çıkmıştı. Türkeş Avrupa'da arkadaşlarıyla, nasıl hareket edeceklerine dair bazı görüşmeler yaptıktan sonra Üsküp ve Selanik üzerinden Türkiye'ye döndü. Numan Esin'le birlikte Kapıkule'den giriş yaptı. Tarih 22
Ş. Adnan Şenel/ Secdeden Sehpaya.
Elma ve Bıçak.
Bu Bir 12 Eylül Romanıdır.
Kastamonu-Taşköprü’lü olan Şenel, 1961 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümünü bitirdi. Mezun olduktan sonra kısa süreliğine kamu görevinde bulundu. Ardından basın-yayın sektörüne geçti. Yeni
Derman İskender Över bilinen adıyla #küçükiskender dün gece #hercumaşiirgecesi rutinimin konuğuydu. 2019’da çok erken bir yaşta kaybettik Küçük İskender’i. Farklı tarzını, cesur duruşunu çok severdim ama şiir kitabını okumamıştım hiç.Küçük iskender 1964 İstanbul doğumlu. Kabataş Erkek Lisesi’nin ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazandı. Son
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum
Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Halklarına reva gördükleri muamele, yolun sonunda kendi akıbetlerini de belirleyen bu iki diktatör, arkalarında Islâmi sinema sanatının en nadide örneklerini bıraktılar.
Saddam'ı ve Kaddafi'yi düşünürken, "Bize kazandırdıkları filmlerde verilen Islâmî mesaja biraz uygun hareket etmeyi düşünselerdi, Ortadoğu’nun tarihi bambaşka şekilde yazılırdı" demeden de edemiyorum doğrusu.
Tezer Özlü'nün okuduğum ilk kitabıydı. Yurt dışındayken gözlemlediği Türk Alman ilişkilerini kendi bünyesinde yorumlayarak Türk dergi ve gazetelerine göndermiştir. Dünya edebiyatı, tiyatro, sinema, müzik gibi konular hakkında bilgilendirici yazıları vardır. Sevgi Soysal için yazdığı yazıda hayatından verdiği ufak ipuçları benim için etkileyiciydi. Okumanızı tavsiye ederim.