Şayet halihazırdaki yazılım sana yaşamda iste diğin sonuçları getirmiyorsa, bunu nasıl değiştirip DNA’nı ye
niden şekillendirebileceğini öğreneceksin.
Görünenin ötesinde olanı görmeye, söylenilenin ötesindekini duymaya başlayacaksın. 7 kuşak süresince DNA’nla kodlanarak bugününe yansıyan “anlam yükleme-mana bulma” yazılımını fark edeceksin.
Zorlu zamanlarda sana dirayet, inanç ve güvenle yol alabilmen için güç verecek. Bu kitapla “Tesadüf değil. Bu bir işaret...” demeye başlayacaksın.
Okur Takip Önerileri
Bu da, yaşamda başına ne gelirse gelsin sana hiçbir şeyin tesa
düf olmadığını ve her şeyin senin bütünsel anlamda gelişimin için birer işaret olduğunu hatırlatacak.
Bu kitabın tek bir amacı var, başına gelen olaylar arasında “anlamlı bağ kurabilmen”, neden-sonuç ilişkilerini görebilmen için sana zihinsel ve ruhsal araçlar sunmak. Yaşanmış hikâyeler ile düzene yeniden inanıp, güvenmen için metaforlar yapmak.
Bu kitap sana kafa karışıklığında düzen, netlik, ilahi adalet ve düzenden şüphe duyduğunda güven ve inanç sunsun. Sana kendini gerçekleştirme, en iyi potansiyeline dönüşme yolcu luğun olan yaşamda –yaşama amacını anlama sürecinde– bir destek olsun, yoluna ışık tutsun.
Mana, senin yaşam yolculuğunu, neden burada olduğunu an lama sürecinde temel taşın olsun. Kavram büyük, yol karanlık,
karmaşık; hatta ruhun amacını bulması ve gerçekleştirmesi, senin yaşam amacını bulman bir ömür sürebilir ve öyle ömürler var ki boşa geçmiş, bu soruyu dahi kendine sormadan göçüp gitmiş.
Şayet bu kitap, Mana, şu anda elindeyse ve sen bu satırla rı okuyorsan: Bu bir tesadüf değil. Hatta bir işaret. Kendinden kendine, zamanın bir anında uyanış yolculuğunda bir ulak. Ya şamın amacını ve bu amacın içinde kendi mananı bulma yolcu luğunda bir aracı.
Doğanın döngü sü gibi, gündüz, gece, doğum, ölüm gibi, bilinç uyanışlarının da bir döngüsü var. Belki doğanın döngüsünü sayılarla ifade etmiş olan Fibonacci, bizim evrimleşme yolculuğumuza bir ışık tutar.
Benzerleri de tarihte aynı görevi yapmıştı, za man içinde mesajlarını insanoğluna getirmişti ama mana’yı çözemeyen insanoğlu tekrar ve tekrar aynı şeyi yaşamış, tarih tekerrürden ibaret olmuştu. Keyfe keder insan, sevgi ile öğ renip, gelişmeyi, bilincini yükseltmeyi bir türlü seçemiyordu, anca ölüm korkusu onu değişime zorluyordu.
Tüm dünyaya empati kurmayı öğretti. Evrimleşme sürecine aniden sokuverdi bu görünmez âlemin kralı Kovid 19.
Irak’ta savaş sebebiyle sevdiklerinden ayrı kalmak durumunda olanları, Kaşmir’de tel örgülerin ardında kilitli kalmak zorunda olanları, seyahat kısıtı olan Filistin’in, İran’ın ölüm korkusuyla peçesiz dışarıya çıkamayan kadınları nın nasıl hissettiğini deneyimletti korona bize.
Dünyadaki savaşlar durdu, muhtacın halini hiç yaşamamış olanlar empati kurabilir oldu, en sevdikleri restoranlar kapanınca Afrika’daki, Yemen’deki açın halini, okullar kapanınca Suriye’de okula gidemeyen çocukları...
Tüm sinagoglar, kiliseler, camiler kapandı, herkes gönül evinden O’na bağlandı, tüm dünya kaynaklarını birbirine üc retsiz açtı, en pahalı üniversiteler derslerini, devletler karşılıksız kaynak ve yardımlarına sundu, evlere ücretsiz koruma kitleri yollandı, ihtiyaçları olanlara gıda yardımları yapıldı.
Gelecekten bize bilgi taşıyan kadim bilgelerin, günün birinde dinler ötesinde bir birlik olacak, para ortadan kalka cak, sınırlar, dil, ırk sonlanacak, her şey şimdide ışık olacak dediği dünyanın bir ön-izlemesini yaşattı bize korona.