Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Bana sen gerek, şu küslüğü bırak,
Gel konuşalım ordan burdan.
Bahçemin deli, ey yaman gülü,
Feda uğruna, yansın bu orman.
Sana ben ezelden geldim, lan
Bi' çağır hele bak, bu yerde durmam
O kara göze, kaşa ben ki kurban
Nasıl güzel bir kitapsın böyle. Şimdiye kadar altını çizmeden geçtiğim bir sayfa yok. Hem bir an önce okuyup bitirmek istiyorum hem de yavaş yavaş, sindire sindire okumak...