"Ah hadi söyle bana, ölünce içimdeki şarkılara ne olacak benim? Onca şarkı, onca melodi, onca ritim? Diyelim ki yarın ben öldüm, şarkılarda ölür mü benimle?
"Mus'ab gibi yiğitleri ortaya çıkarabilmek için Habbab gibi yanan ateşleri avuçlayacak fedâkarlıklar gerekir. Birinin hidayetini istemek, sadece dil ile olmaz; yüreği bu aşk için yanmayan nasıl başkasına hidayeti taşıyabilir?"
"Varoluşunu ne kadar çok düşünürse düşünsün, hemen yaşamın sonu olduğu düşüncesi de geliyordu aklına. Bunun tam tersi de geçerliydi... Madalyonun bir yüzü ne kadar büyük ve belirginse, diğer yüzü de o kadar büyük ve belirgindi. Yaşam ve ölüm aynı şeyin iki yüzüdür."
"Adam kalkıyor: " Efendim! Avrupa bizi, Avrupa Topluluğu'na layık gördü." diyor. Bu söz ve yaklaşımlar, bütün ecdadımızın kemiklerini sızlatan ifadelerdir. Ne demek bu? Kimmiş Avrupa? Nereye girmemize layık görüyormuş! Biz tarihin en şerefli milletiyiz. Biz Avrupa'yı bir şeye layık görürüz veya görmeyiz."
Kitabı iktisat dersine giren hocamın önerisi ile almıştım. Bir insanın ekonomiye çok ilgisi olmasa dahi sağlıklı kararlar verebilmesi için ekonomiyi takip etmesi gerektiğini düşünüyorum, bunun için de çok değil temel bir bilgi birikimi gerek.
Kitabın amacında da belirttiği gibi ekonomi en basit hâli ile anlatılıyor, temel bir bilgi birikimi için okuması ve anlaması kolay olan bu eseri çoğu kişinin okumasını isterim. Kitabı öneren hocam Erkuş'a ve eserin sahibi Mahfi hocaya teşekkürlerimi arz ederim.
"Artık Saîd için de Fâtıma için de yepyeni ve zorlu bir hayat başlıyordu. Çünkü iman o günlerde pahalıydı, iman o günlerde elde taşınması gereken kızgın bir kordu, iman o günlerde yoluna birçok şeyin feda edilmesi gerektiği önemli bir değerdi."