Anlamak istedim, bilenlerden öğrenmek istedim. Ölmek istemedim belki ama ölümü bilmek istedim. Baktım, dinledim, okudum. Bana en ilginç gelen tasavvufun ölüme bakışıydı. Onlar ölümle bir kapının açıldığına hatta ölümle ölümsüzlük kapısının açıldığına inanıyorlardı. Ölmek demek ölümsüzlük demek diyorlardı. İnsan bir kez ölünce, bir daha ölüm diye bir şey yoktu ya onun için belki de ölümü bir son değil de bir başlangıç diye görüyorlar, ona inanıyorlar ve öyle yaşıyorlardı. Yaşarken ölüyorlar ve ölünce yaşıyorlardı. Ölmekten korkmak insani bir şeydi ama onlar bu korkudan sıyrılmak, kurtulmak istiyorlar onun için de ölmeden evvel ölmek diye bir sırrı fısıldıyorlardı. Ölmeden evvel ölmek... İnsan ölmeden önce nasıl ölürdü ki?
Sayfa 129 - Nesil yayınlarıKitabı okudu
"Söyleyeceklerimi anlamak kolay değil, kabul etmekse olanaksız; ama öykümüzü dinlemeye, bana güvenmeye razı olursanız, belki sonunda bana inanırsınız; ve bu çok önemli,çünkü, farkında değilsiniz ama dünya üstünde bu sırrı paylaşabileceğim biricik insan, sizsiniz.
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Hissedilebilmek..
Bir insanın ihtiyacı olan şey, anlaşılmaktan daha çok hissedilmektir. Anlamak; duyguları işin içine koymadan, zihinsel olarak bir kişiye yakınlaşmaya çalışmak demekken, hissetmek; karşıdaki kişinin acılarını kendi acısı gibi ‘duymak’ demektir.
Eğer başarının herhangi bir sırrı varsa bu, diğer insanın görüş noktasını anlamak ve olayları kendi açınızdan görebildiğiniz kadar iyi derecede onun açısından da görme yeteneğinizde yatmaktadır. Henry Ford
Ford'a göre başarının sırrı
Dünyanın en büyük sanayicilerinden biri olan Ford insanlar üzerinde tesir yapmış bir adamdı. "Hayatta başarının sırrı, karşımızdaki adamın noktayi nazarınu anlamak ve meseleleri iki cepheden görmek kabiliyetidir," der.
Reklam
Hissedilebilmek..
Bir insanın ihtiyacı olan şey, anlaşılmaktan daha çok hissedilmektir. Anlamak; duyguları işin içine koymadan, zihinsel olarak bir kişiye yakınlaşmaya çalışmak demekken, hissetmek; karşıdaki kişinin acılarını kendi acısı gibi ‘duymak’ demektir.
Anlamak lazım değildir,inanmak gerek!..
~•~ Kur'ân'ı, mânasını bilmeden okuyanların haline dil uzatanlar ne ahmaktır. Kur'ân'daki dış mâna, kelimesi kelimesine bilinse bile onu bilememenin, bilmek mümkün olmadığının bilinci içinde okumak ve dinlemek lâzım... Anlayıp ne olacak sanki?.. Anlamış olmak tesellisi içinde anlamak da kaybolup gidecek... Ne mutlu hiçbir şey anlamadan Kur'ânı bazı delâlet pınltılarıyla su gibi tas tas başından dökenlere... Ve hemen, bu sırların sırrı noktasında veli'nin kamçı şaklamasına benzer ölçüsü hatırına geliyor: — «Anlamak lâzım değil; inanmak lâzımdır.» ~•~
Hayırların hasıl olması,bütün belâların defolması için nefsin ihtiyaçlarında tam zengin olan Allah’a sığınmaktır.Ve bunda ( فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ) “Allah’a koşun “ayet-i kerimesinin sırrı vardır.Ayrıca Mevlâya yaklaşmaya Âcizlikten başka bir vesile olmadığına da işâret vardır.Hakiki acizliği anlamak,idrak etmek de makamların en nihayetidir.(yükseklik bakımından sonudur).
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
385 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.