"Ahsen-i Takvim * - İnsanın Sırrı", Faruk Kaplan'ın ilk kitabı. İnsandaki ilahi sırra, insanın özüne vurgu yapan kitapta, insanlığın çeşitli merhaleleri -peygamber kıssaları ışığında- ele alınıyor. İnsanın gerek dış yapısının gerekse iç dünyasının incelikli bir şekilde ele alınıp yorumlandığı kitap, okuru aşkın ve deruni bir tefekküre, bir iç yolculuğa davet ediyor. Kitabın bölümleri şöyle:
Hz. Âdem - İnsanın Sırrı
Hz. Nuh - Yeniden Doğuş
Hz. İbrahim - Doğruluk Yolu
Kevser Suresi - Sonsuzluk Yolu
Er-Rahîm İsmi - Hikmet Pınarı
Din, felsefe, tasavvuf, düşünce, hayatın anlamı, hakikat arayışı gibi konulara ilgi duyanlara tavsiye edeceğim bu güzel ve mana yüklü eseri için Faruk Kaplan'ı tebrik ediyorum.
İlk eserinde okuru güzel bir yolculuğa çıkaran yazarın yeni eserlerini de heyecanla bekliyoruz.
* Hâmiş: "En güzel sûret" anlamına gelen "ahsen-i takvîm" kavramı Tîn Suresi'nde geçer. Allah'ın insanı "ahsen-i takvîm"de yarattığına dikkat çekilen ayette yaratılışın sırrına, insanın özündeki cevhere işaret edilir.
Sözümüzü Şeyh Gâlib'in şu beytiyle hitama erdirelim:
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
(Zâtına hoşça bak ki sen âlemin özüsün. Kâinatın gözbebeği olan insansın sen.)
Hazreti Adem, yeryüzünün değersiz bir parçası olan çamurdan yaratılmıştır. Onun çamur olarak alınıp cennet yurduna gönderilmesini Er-Rahîm isminin sonundaki mim harfi gösterir.
Ölmeden ölmeye hazır mısın?
Aşk ile yanmaya var mısın?
Yalın ayak yürür bu yolda,
Ayaklarım acıyor diye sızlanır mısın?
Yoksa sen aşkı tanımaz mısın?
Bir hülya görünüyor uzaklardan,
Gerçekten cehennemdir o, hiç korkmaz mısın?
Eyvah! Sen ibret almaz mısın?
İşte evla leke fe evla,
Gördüğüm benden başkası değil,
Kusur görenindir inanmaz mısın?
Bu
Râz-ı aşkı aşikâr etmeğe takat bulmasa
Sinesinde nâvek-i dil-dûzlar pinhân olup
Dilberinden rahme er olmazsa ol dil hastaya
Kimseler derdine derman edemez imkan olup
Fâtih Sultan Mehmed
Türkçesi/manası
Aşkın sırrını açık etmek ayıptır, zaten aşık da bunu yapmak istemez ama buna gücü yetmese bile sinesine yediği oklar sebebiyle rahat nefes alıp onu da yapamamalı, istese de o sırrı verememeli.
Eğer sevgilisinden bir lutfa kavuşmazsa onu hiçbir ilaç iyi edemez.