Sisle Gelen Yolcu İncelemesi
Uzun zamandır bir 
Jean-Christophe Grangé kitabı okumamıştım. Şunu fark ettim ki ben bu tadı özlemişim. 
Sisle Gelen Yolcu okuyucuyu “Bak daha nelere olacak, bir an önce beni bitir” diyerek esir alan bir kitap.
Kitabın incelemesine geçmeden önce Jean-Christophe Grangé ile nasıl tanıştığımı anlatmak istiyorum. 2007 yılında tanıştım Jean-Christophe Grangé ile. O zamanlar yurtdışında çalışıyordum ve 3
Tüyler ürpertici....!!!!!!!
Polisiye roman seven biri olarak Grangé ın okuduğum ilk romanı. Ve okuduktan sonra “şimdiye kadar nasıl oldu da karşıma çıkmadın” dediğim bir yazar oldu. Daha önce okuduğum polisiyeler bir yana bu kitabı okurken beynim yanmadı desem yalan olur. Tren raylarında bulunan hafızasını yitirmiş bir adam. Aynı bölgede bir çukurda bulunan çıplak bir ceset. Ve olay üzerine polis tarafından çağrılan psikiyatr Mathias. Polisin zanlıyı sorgulaması sırasında Mathias’in kendisinde de aynı kişilik hastalığı olduğunu fark etmesi ve gerçek kimliğini aramaya çıkması üzerine serüven başlıyor. Kitap mitoloji, psikoloji ve polisiye üçlüsünün mükemmel bir uyumu ile ilerliyor. Mitolojiye ilgisi olan biri olarak keyif veren bir okuma oldu. İşlenen cinayetlerin mitolojik hikâyelerle olan bağlantısı, katilimizin psikolojik çoklu kişilik sorunu derken kitabın kalınlığı falan göze gelmeden harika bir okuma sundu. Sisle Gelen YolcuJean-Christophe Grangé