Değil, işlerimiz yolunda değil !.
Kaybettik eski düzen havasını...
Dağda çoban, denizde kaptan dahil,
Şaşıran şaşırana pusulasını..
Daha sürer mi dersin bu şaşkınlık ?
Yarını ne olacak dünyamızın ?
Biz yaşımızı, başımızı aldık...
Allah çocuklarımıza, acısın !
C.Sıtkı Tarancı
Söylemem derdimi hem-derdim olan âha bile
Belki sînemdeki şu nâle-i cângâha bile
Kendi bî-şübhe bilir râz-ı derûnum yoksa
Ehl-i dil söyleyemez derdini Allâh’a bile
Gazneli Mahmut bir gün ava çıkmıştı vezir ile birlikte giden hükümdar bir ara maiyetini kaybetti Her ikisi çok susamış olduklarından gördükleri bir Türkmen çadırına girdiler içeride Ayaz isimli çocuktan başkası yoktu çocuk kendisinden su isteyen misafirlerine babam yakındaki kaynaktan su almaya gitti birazcık bekleyin simdi gelir diyerek onları
şu an çok önemli bir konumda olan bir Beyefendiyi makamında ziyaret ettiğimde odasının bir köşesindeki Çoban kıyafeti ve asa dikkatimi çekti bu nostalji mi yoksa aksesuar mı diye sordum O da hayat hikayesini anlattı güldü Yok hocam dedi ortaokul ve lisede çobanlık yaptığı için daha doğrusu yapmak zorunda kaldığı için dışarıdan okumuş bir de bakır bir kap gösterdi bu da anacağımın sütü sağıp beni okuttuğu kap bunlara bakıp nereden geldiğimi unutmamaya çalışıyorum dedi
dünyaya geldiğimizde üzerimizde hiçbir şeyin olmadığını ve yine giderken sadece bir bez parçası olacağını ama bu ikisi arasında da Rabbimizin biz aciz insanlara neleri ikram ettiğini lütfettiğini hep zihnimizde gönlümüzde tutabilsek hatırlarsak unutmamaya çalışıp şükrünü eda edebilsek işte o zaman daha mutlu huzurlu hayat yaşarız
Demişsin sen semavât ü zemîne sığmazam aslâ
Nedir mü'minlerin gönlünde pinhân olduğun cânâ
(Ey can! "Sen göklere ve yerlere sığmam" demişsin. Öyleyse mü'minlerin gönlünde gizli oluşun nasıl bir şeydir?)
Gönlünde senin gayr u sivâ sûreti neyler
Lâyık mı bu Ka'be'ye büthâne desinler
(Senin gönlünde dünyaya ait sûretlerin ne işi var? Kâbe'ye puthane demeleri uygun olur mu?)
Âşıka dârü'ş-şifâdur kûy-ı cânân ey gönül
Hastegân-ı aşka oldu cây-ı dermân ey gönül
(Ey gönül! Sevgilinin mahallesi aşık için şifahanedir. Orası aşk hastaları için dermân yeridir.)
Gel hûr u cinânı bize arz eyleme vâiz
Biz cennet ü hûrî kamu dîdâra değişdük
(Ey vaiz! Bize hûrileri, cenneti anlatıp durma. Biz cenneti de hûriyi de Hakk'ın cemalini görmeye değiştik.)