Mustafa Kemal isminde bir büyük adam, bir büyük kumandan, İstanbul'dan çıktı Anadolu'ya geçti. Erzurum'da, Sivas'ta milleti başına topladı. "Hükümet, devlet görevini yapmıyor. Biz kendi kendimizi koruyacağız. Düşmana karşı koyacağız." dedi.
Sayfa 27
Bir kınalı türküdür dilim, Türk'ü söyleyen, Bu Sivas türküsü, bu Kars, bu Eğin... Ölürsem bana bir Yasin okuyun, Sonra baş ucumda türkü söyleyin.
Reklam
Ermenilerin toplam nüfusun sadece %16'sını teşkil ettikleri Sivas vilayeti gibi yerlerde, telgraf tellerini kesip askerî kollara saldırmaları, sadece Ruslara yardım için yapılmış gerilla hareketi olarak izah edilebilir. Onun haricindeki hangi nedenle olursa olsun, bu davranışları intihar sayılırdı.
Sayfa 142 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
İngiliz Elçiliği 1891 yılında siyasi tutuklu denilen, vatan hainliği ve biraz daha hafif suçlardan hapis yatan isyancılara genel af ilan etmesi için sultana baskı uyguladı. Sultan, o yıl sadece İstanbul'da 75 ve diğer illerde çok daha yüksek sayıda kişiyi serbest bıraktı. İngilizler 1893'te bir af daha sağlayarak Kayseri, Yozgat ve Merzifon'da isyana teşvikten suçlanan Ermenilerin, bir başka af ile de Ankara ve Sivas'ta hüküm giymiş olan Ermenilerin serbest bırakılmasını temin ettiler. İkinci gruptakiler: hükümete saldıran, ispiyoncu olduğundan şüphe duyu- lanları öldüren ve başka suçlar işlemiş olan kimseleri kapsıyordu. 1895'teki başka bir af ilanı da adam öldürmek veya bomba imalatından suçlu bulunmuş olanlar hariç tüm Ermenileri serbest bıraktırdı. Avrupalılar, Osmanlı Bankası baskınını yapan ve Zeytun isyanına önderlik eden asileri serbest bırakmaya Osmanlıları zorladılar. Sasun'da 1894'te isyan eden Ermenilerin liderleri haricindekilerin hepsi affa uğradı. Sasun'da 1904'te Osmanlı güçlerine saldıran isyancılar İngiliz Elçisinin ısrarlı isteğiyle affa uğradılar. 1907'de, Erzurum ile Muş'taki ve 1910'da çeşitli bölgelerdeki isyancılara kısmi af tanındı. İngilizler başka yıllarda, birçok küçükçe grupların serbest bırakılması için aracı oldular.
Sayfa 92 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Taşnaklara kalırsa, yok edilmeyi en çok hak edenler, Osmanlı devlet yapısının parçası olan Ermenilerdi. Bu tip kimseler, Ermenilerin de Osmanlı yönetiminin ayrılmaz parçası olabileceğini gösterdikleri için, başkaldırıya karşı özel bir tehlike arz ediyorlardı. İsyancıların planı, Ermenileri devlet karşıtı olarak yalnızlığa sokmaktı. Devletin hizmetinde, Ermeni bürokratlarla Ermeni polislerin bulunması aksi mesaj gönderiyordu. Devletle iş birliğine girmenin kendilerine muhtemel ölüm fermanı getireceği, Ermenilere öğretilmeliydi. Emsallere ihtiyaç vardı. Bunun için de isyancılar, devlet mekanizması içinde görev almaya cesaret eden Ermenileri öldürdüler: Van şehrinin Ermeni Valisini, Malatya'nın yönetim kadrosunda yer alan bir Ermeni'yi ve bir Ermeni kaymakamı öldürüp, Sivas'ın yönetim kadrosu üyelerinden bir Ermeni'nin hayatına kast ettiler. Taşnaklar 1894-1896 arasında İstanbul'da büyük bir suikast kampanyası yürüttüler. Katledilenler arasında bir Ermeni papazı, bir Ermeni polis şefi ve hükümete fazla yakın sayılan başkaları vardı. Suikast, hükümete destek vermek isteyenlere veya ihtilalcileri desteklemek istemeyenlere karşı etkili bir uyarı mahiyetindeydi.
Sayfa 83 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okuyor
Trabzon ve dolayları, tıpkı, Sivas, Kastamonu, Bursa ve İzmir gibi Türk kültürü altında yüz yıllardan beri yoğurulmuş, dil, gelenek, ülkü ve zevk bakımından bir Türk memleketidir. ... Bu halk, tarihen Türk’tür ve şimdiye kadar bir defa olsun bu havalide, ayrı bir milliyet endişesi görülmemiştir,
Reklam
Sivas'da düzenlenen Liseler Arası "Genç Nida Hafızlık" Yarışmasının Bölge Finalinde vazifeli öğrenci olmaktan duyduğum gurur tarifsizdi rabbimden niyazım bu yolun dâimi vazifelisi olmak... Bu duygular ve bu kare de şöyle bi kenarda kalsın🤍
1398'de, Aksaray
Orta Anadolu'yu rahatça kontrolü altına aldı. Sivas, Tokat, Kayseri, Kirşehir ve Aksaray gibi önemli şehirleri Osmanlı topraklarına katıldı.
Sayfa 34
:D
SİVAS'LI DEDEYE SORMUŞLAR; Küresel ısınma Hakkında Ne Düşünüyorsun? Dede Demiş ki ; Vallah Gardaş Soba'nın Yerini Heç Bişey Tutmuyır...
Ellerin elime değdiği zaman İster ölüm olsun ister ayrılık SİVAS
Reklam
Sivas İstanbul hızlı treni çok iyi ama İstanbul sivas hızlı treni saçma İstanbul'dan hızlıca kim dönmek ister Sivas'a jzjsj
Sine-i millete nasıl dönecekti? Millet onu hakikaten bağrına basacak mıydı? Hayatını asker olarak geçiren biri arkasına halk desteğini nasıl alacaktı, alsa bile bunu tüm ülkeye nasıl gösterecekti? İşte Erzurum ve Sivas kongrelerinin fonksiyonu tam da bu olacaktı. Ayrıca kongrede Heyet-i Temsiliye reisi seçilmesi, askerlikten ayrıldığı ve tutuklanmasının an meselesi olduğu günlerde, müstafi (istifa etmiş) bir komutana gerekli yetkiyi sağlamış bulunacaktı
Sivas ve civarında evvelce bulunan Ermenileri ve daha sonra gelen mültecileri tehdit edecek hiçbir hadise olmamıştır. Sivas'ta ve ne de civarında endişe verici hiçbir hal yoktur. Herkes sessizce kendi işiyle gücüyle meşguldür; bunu kesin olarak arz ve temin ederim. Dolayısıyla İngiliz notasındaki istihbarat kaynağının ne olduğunu bilmem lazımdır. İzmir'in ve Manisa'nın işgali üzücü haberi üzerine Müslüman halkın yaptığı ve Hıristiyan unsurlar hakkında hiçbir düşmanlık fikri gütmeyen toplantılardan belki bazılarının ürkmüş oldukları hatıra gelebilir. İtilaf devletleri milletimizin haklarına ve bağımsızlığına bağlı kaldıkça ve millet, devletin bütünlüğünün dokunulmazlığından emin bulundukça Gayrimüslim unsurların korkuya kapılmasının hiçbir sebebi yoktur. Ve bu konuda devlete karşı her türlü sorumluluğu üzerime alır ve buna tamamıyla güvenilmesini istirham ederim. Fakat bağımsızlık ve milli varlığı yok edip hayatın bekasını tehlikeye düşüren işgal kastı ve düşmanlık gibi İzmir havalisinde görülmekte olan olayların benzerlerinin ortaya çıkmasına karşı ne milletin heyecan ve vicdani üzüntüsünü ve ne de buna dayanan milli gösterileri engellemek ve durdurmak için kendimde ve kimsede kudret ve takat göremeyeceğim gibi, bu yüzden ortaya çıkacak vaka ve hadiseler karşısında sorumluluk kabul edebilecek ne kumandan ne mülkiye memuru ve ne de hükümet tasavvur ederim.
Sayfa 354 - Harbiye Nezâretine (3 Haziran 1919)Kitabı okuyor
Mustafa Kemal batıya doğru gitmeye karar verir. 18 Aralık'ta Sivas'tan ayrılarak Ankara'ya gelir. Gene yol parası yoktu. Bankalardan almak istemiyordu. Birinden borç aldılar. Otomobil lastiğini de Amerikan okulu müdüründen. Ankara'da bir nutuk vardır. Bu nutukta ilk defa zaferle dahi işlerin bitmeyeceğini söylemiştir: "Bugünkü yapacağımız vatanı parçalanmaktan ve milleti esir olmaktan kurtarmaktır. Ama vazifemiz bununla bitmeyecektir. Medenî milletler arasında faal bir unsur olabileceğimizi ispat etmemiz lâzımdır," der.
Sayfa 232 - Pozitif
Amerika'dan gelip Sivas'ta kendisi ile görüşen General Harburd şöyle yazmıştır: "Mustafa Kemal otuz sekiz yaşlarında. Zayıfça, boyu posu yerinde. Asker tavırlı bir genç adam. Türklerin evde ve dışarıda başları kapalıdır. Bunun ise açık. Ateş hattında tehlikeye uğramaktan çekinmez olduğunu ve bu yüzden Alman subaylarının kendisinden şikâyetçi olduklarını işittiğimizden kendisi ile ilgili idik. Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi. Sıkıntılı işler içinde bulunduğu, güzel tespihini hiç durmadan çektiğinden belli idi. Şahsiyeti ile arkadaşlarına kolayca hâkim olmuştu. Onun ve yakın arkadaşlarının gerçek vatansever olduklarını gördük." General Pershing'in kurmay başkanı olan General Harburd, Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşürken der ki: Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar ye-tiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz? Mustafa Kemal, General'e: "Teşekkür ederim, dedi. Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterdim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.
Sayfa 230 - Pozitif
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.