Sivas Hasreti
Ne güzel seni sevmek böyle uzaktan Ve seni düşünmek bir çocuk hevesiyle… Her sabah yeniden ezan sesiyle Müslüman Müslüman uyanan şehir. Bir Selçuklu nakışında seni bulmak ne güzel Ne güzel seni duymak bir ney sesinde. Şemsî Sivasî’nin mübarek türbesinde Kandil kandil yanan şehir. Halayların, türkülerin, çağırır beni uzaktan Yüreğim hep, Mısmıl
Anadolu medresleri, göçmenlik otağ çadırı motifleriyle doludur.
Türkçede en geniş din propaganda kitapları: Ahmediye'ler, Muhammediye'ler okunsun. Anlatılanlar İslam dini üzerinedirrOrada ruhların allahın ve melaikelerinin ilişkileri, Şamanizm inanç ve tasvirleriyle dopdoludur. Anadolu'yu kaplamış silindir üzerine konik oturtulmuş künbetler, Kırşehir'in, Sivas'ın, Kayseri'nin Selçuk medrese, cami, yapıları göz önüne getirilsin. Hepsi İslam dininin ilhanlıyla yapılmışlardır. Hindistan'a dek uzanan o mimarlık anıtlarında ortak motif: Türkmen çadırının, Han otağı'nın renk renk taşla işlenmiş biçimleridir. Göçebenin çadırı müslümanlıkta taş olmuş, ama kazıklarla gerilişi bile olduğu gibi kalmıştır.
Reklam
İğde bu. Doğrudan Anadolu demek. Yozgat, Sivas, Niğde demek.
Sofular'daki umumhanesini hükumet kapatmıştı, Çilli Mahmut: " Şeriat elden gitti" diye bağırıyordu. Şehremini yapmamışlardı, Hidayet " Hürriyet yok" diye bağırıyordu. Layihasını okumamışlardı, Mısırlı Prens Hasan: " Bu memlekete istiklal ne kadar uzak" diye tepiniyordu. Sivas'a yine vali olamamıştı, Hacı Hulusi Paşa: " Çocuklar elinde kaldık" diye inliyordu.
Sayfa 338Kitabı okudu
"Konya'da çalışırken de bu kez, bir eğlentide okuduğu 'taşlama' hakkında dava açılır. söz konusu şiir, Sivas'taki Bektaşi ayaklanmasını anlatmaktadır. Atatürk'ün adı geçmemesine rağmen, onu ima ettiği gerekçesiyle bir yıla hüküm giyer. ancak süre dolmadan Cumhuriyet'in 10. yılı affıyla Sabahattin Ali, hapishaneden çıkar. Varlık dergisinde (15 Ocak 1934) yayımladığı 'Benim Aşkım' şiiriyle Atatürk'e olan duygularını anlatır."
Sayfa 24
Köyün içinden geçen Ankara-Sivas yolu, gündüzleri ayrı uzaklara giderdi, geceleri ayrı... Uzak kasabaları köy köy gezdiren çerçiler mi getirmişti ilk plastik kapları? Ya o transistorlu radyo, geceleri yalnız uzun dalgayı çeken. Kahire o zamanlar girdi evimize, İstanbul o günlerde, Ankara, Erivan o yalnızlıkta. "Sierra söylerken bülbüller susar" diye kendini öven radyomuz kuşkusuz radyoların birincisiydi ve babama bir inek parasına mal olmuştu!
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.