Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gözlerinin önünde bu manzara yeniden canlanan Yıldırım Bâyezid, tam bu sırada dereye doğru yaklaşan bir sürünün yanıbaşına oturan çobanını farketmemişti. Çoban O'nu her­ hangi bir yolcu sanmış, rahatsız etmemek için gölgelik bir yere ilişivermişti. Fakat o, kavalını çıkararak dertli dertli çalmaya başlayınca Yıldırım, derin bir uykudan uyanırcasına daldığı hayal âleminden ayrıldı. Başını çevirip de yanıbaşındaki çobanı görünce: " — Çal çoban çal!.. Ne Ertuğrul gibi oğlun öldü, ne de Sivas gibi kalen yıkıldı!.." diye mırıldandı.
Son faşist geberene kadar mücadele devam edecek!
Faşistler için kutsal bir değer yoktur. Din bile 1970'li yıllarda Maraş, Çorum, Sivas katliamları için sadece bir araçtı. Faşistler amaçlarına ulaşmak için her aracı meşru görür. Bu tutum sadece ırkçı ya da klasik faşizm için değil, İslamo- faşist hareketler içinde geçerlidir. Siyasal islamcılar ya da İslamcı faşistler de kutlu dava için her yolu mubah sayar.
Reklam
Osmanlı topraklarına giren Timur, 18 günlük bir kuşatmanın ardından 10 Ağustos 1400'de Sivas'ı teslim aldı. Kaleyi savunan 4000 askeri kan dökmemeye söz verdiği için diri diri toprağa gömdürdü ve şehri de yakıp, yıktı.
Biri mutlaka vardır Zonguldak'ta, Sivas'ta, Yakında ya da uzakta, Binlerce baca arasında Dumanı lekesiz biri. Ama ben anlaşılan Biraz karıştırıyorum kendimi...
*** Sivas ellerinde sazım çalınır, Çamlı beller bölük bölük bölünür.. Ben dosttan ayrıldım bağrım delinir, Kâtip ahvâlimi Şah'a böyle yaz... Pir Sultan Abdal'ım ey Hızır Paşa, Gör ki neler gelir sağ olan başa.. Hasret koydu bizi kavim kardaşa, Kâtip ahvâlimi Şah'a böyle yaz... ***
Sayfa 55 - Halk Kitabevi Basım Yılı 2015
Sivas'ta, 93 Temmuz'unda bir deniz feneri, karanlığın saldırısına uğradı ve orada söndürüldü.
Reklam
Öyledir. Bazı fotoğraflar her seferinde içinizi yakar. Sivas yangınından tesadüfen sağ kurtulan fotoğrafçı arkadaşımın o günle ilgili söyledikleri mesela: "Nasıl olsa öleceğim dedim. Buradan çıkış yok. Bunlar bizi yakacaklar. Hiç olmazsa otelin içinde çektiğim fotoğrafları kurtarayım. Çıkardım filmleri makineden ve bir film kutusunun içine koydum. Onu da cüzdanıma yerleştirip içime sakladım. Cesedimi bulduklarında mutlaka ulaşırlar fotoğraflara diye düşünüyordum..." Madımak otelinin merdivenlerinde çaresizce oturan Behçet kardeşimin, Metin abinin fotoğrafları işte o yanık kokulu fotoğraflardır. Arkadaşımın gövdesine sardığı fotoğraflar.
İşte Sıvas'taki ilk gözağrım, Kalın sesli, kalın dukaklı, esmer, Erkek gibiydi, öpmeye kıyamazdım, Rüyalarımda bile uzaktan seyreder, Uğruna dövüşürken kaç kere öleyazdım.
Timur ve Osmanlı'nın Savaşı
Sivas'a gelip kaleyi kuşatır ve alır. Şehzade Ertuğrul'u öldürtür. Osmanlı'nın yanında savaşan Ermenilerin de kafalarını dizlerinin arasına bağlatıp hepsini canlı canlı gömer çünkü Ermeniler Osmanlı'ya yardım etmiştir.
Sayfa 87 - Masa Kitap
Dersim inançlarına benzer inançlar Sivas'tan Cizreye, Adıyaman'dan Patnosa bütün coğrafyada etkiliydi ama Dersim'in özelliği bu inançları günümüze kadar taşımasıdır.
Reklam
Sıvas yollarında geceleri Katar katar kağnılar gider Tekerleri meşeden. Ağız dil vermeyen köylüler Odun mu, tuz mu, hasta mı götürürler? Ağır ağır kağnılar gider Sıvas yollarında geceleri.
Biz Hakkı Severek yandık, Sevmeyenler bilsinler
2 Temmuz sabahı, on altı ve on dokuz yaşlarında iki kız kardeş, Asuman ve Yasemin, Sivas'ta yapılacak Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne gidecekleri için çok mutluydular. Şen­likte semah döneceklerdi. Düğüne gider gibi gittiler Sivas'a. Asuman olaylardan hemen önce annesini aradı. "Semah çok güzeldi anne, hepimizin ayakları yerden ke­ sildi, uçtuk sanki," diyordu. Yeter Hanım, "kızım, terlemiş­sindir, sırtına bez koysaydın," diye telaşlandı. Bir süre önce zatürre geçirmişti çünkü. Nerden bilsin, birkaç saat sonra, kızlarının ciğerine yanmış insan eti kokusunun dolacağını. Asuman'dan hemen sonra ekipten biri daha aradı ve abi­siyle konuştu: "Oteli bastılar, annene söyleme, otelden ayrılıp Ankara'ya gideceğiz." Dışarıda saatlerdir bekleyen kalabalık, çok geçmeden ote­li ateşe verecekti zaten. Anne haberi televizyondan duydu. "Televizyonda altyazı geçiyor, ölü ve yaralıların isimlerini söylüyordu. Ne yapacağımı bilemedim. Eve döndük. Öldük­lerini biliyormuş herkes, ama bana söylememişler. Umudu­mu kaybetmedim. Nasıl olsa bir fırsatını bulur, ararlar de­dim. Ama aramadılar. Yasemin'im nerede, Asuman'ım nere­ de diye bağırdım günlerce. Duymadılar sesimi..."
Sayfa 19 - İletişim Yayınları / 10. Baskı 2016, lstanbulKitabı okudu
"Bir Türk için İzmir ne ise Sivas da odur. Diyarbakır ne ise Samsun da odur. İzmir zapt olundu mu, bütün Anadolu'nun ilmiği düşmanın elinde demektir. Orası kurtulmayınca burası kurtulmaz."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.