Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kur'an'ın "ne doğu, ne batı" (Nûr 24/35) diye tasvir ettiği evrensel hakikat tasavvuru, Doğu ve Batı kalıplarını aşan bir niteliğe sahiptir. Bu mânada İslâm toplumları kendilerini hiçbir zaman "doğuda" ya da "doğulu" addetmediler. "Doğu", ancak Asya'nın küçük bir uzantısı olan Avrupa'nın kendisini "Batı" olarak tanımlamasından sonra ortaya çıkan bir tanımdır. Sizce, insanlık tarihinin merkezinde yer alan coğrafyaya bugün neden "Ortadoğu" diyoruz? Japonya, hangi coğrafi tasnife göre "Uzakdoğu" kabul ediliyor? Tersinden düşünecek olursak mesela Amerika'ya niçin "Uzakbatı" demiyoruz?
Yaşam ölümle lekelenmişse ve ölüm yaşamı reddediyorsa, in­sanın oluşunun bir anlamı var mıdır? Var oluşla ilgili dokunaklı olan şey de budur. Şeyler hayat içerisinde, hayata göre bir ereğe/sona sahiptir. Bu içkin bir erektir. Günümün, planlarımın bir anlamı vardır. Anlamı olmayan, bütündür. O zaman benim hayatım başkaları için bir şey ifade
Sayfa 25 - MonoKL Yay. 1. Baskı: Temmuz 2012Kitabı okuyor
Reklam
Dünyada bunca teori varken sizce can üzerine neden bir şey söylenmez? Canı tanımlamaktan bile aciz olduğumuzun farkında mısınız?
Sayfa 224 - Doğan KitapKitabı okudu
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Tabandan gelenlerin daha yüksek çevrelerden insanlarla tanıştıklarında genellikle nasıl utanç duyduklarına bakın. Sizce neden? Herkes onlara yüksekten bakar, onlardan kaçınır, küstahça hor görür. İşte bu yüzden sıradan insanlar kibirli, sözüm ona bilim insanlarıyla tanışmak istemiyorlar. Onları sevmiyorlar. Onlardan korkuyorlar. Ruhlarında kötülük, nefret ve intikam arzusu birikiyor.
Sayfa 60
Neden çıkamayız sizce?
"Zamanınızın, kültürünüzün, ailenizin kurduğu perspektiflerin dışına çıkamazsınız... “
Reklam
“Kendini bil.” Apollon Tapınağı’nın kapısında yazar bu cümle. Dünyanın sayılı tapınakları arasında sayılan, kutsal bir yol üzerine kurulmuş bu yerin kapısında sizce neden bu cümle yazar?
Destek Yayınları
Neden mümkün değilmiş, dedi Çakalabi, yaşamda akıldışı hiçbir şey olmuyor mu? Üstelik ne kadarımızla yaşamın içindeyiz ya da dışındayız; yani sizce...
S. O halde bunu biraz irdeleyelim. Sizce gelecek değiştirilebilir mi, Dr. Seldon? Y. Kesinlikle. Bu mahkeme salonu birkaç saat içinde havaya uçabilir, tabii uçmayabilir de. Eğer böyle bir şey olursa, hiç kuşkusuz gelecek de bir nebze değişecektir. S. Yine laf salatası yapıyorsunuz, Dr. Seldon. İnsanlığın tarihi bir bütün olarak değiştirilebilir mi peki? Y. Evet. S. Kolayca mı? Y. Hayır. Güçlükle. S. Neden? Y. İnsanlarla dolu bir gezegenin psikotarihsel süreci son derece büyük bir eylemsellik içerir. Değişmesi için benzer eylemsizliğe sahip bir şeyle karşılaşması gerekir. Ya bu süreç içinde yer alan insanların sayısı fazla olmalı ya da -insan sayısı yetersiz kalsa bile- değişime yetecek uzunlukta bir zaman kullanılabilmeli. Anlıyor musunuz?
Sayfa 39
Bir tarlanızın olduğunu düşünün. Bu tarlaya hiçbir şey ekmiyorsunuz. Sizce bu tarla boş mu kalır? Tabii ki, hayır. Tarlanızda amacınıza uygun olmayan otlar, dikenler büyür. Beyniniz de tarlaya benzer. Eğer biz ona bilgi ve düşünce yüklemezsek, o kendisine zararlı bilgi ve düşünce yükleyecektir. Bu da muhteşem bir gücün boşa harcanmasına neden olacaktır. Eğer beyninizi okumaya sevk edip bilgi almasını sağlayamazsanız, o, televizyondan ya da çevreden birtakım şeyler alacakhr. Beyninizi boş bırakıp tembelliğe itmeyin. Onu köreltirsiniz.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.