"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında
Dokunmadan isimli romanında. Eseri okuduktan sonra dimağımda bıraktığı hissiyatı mümkünü yok tarif edemezdim aklımda bu cümle olmasa. “Ne var ki insan ölürken en çok hayallere geç kalıyordu.” Ve bu geç kalmışlığın acısı başka hiçbir şeyle kıyaslanmıyordu.
Hepimizin felsefeye az buçuk kenarından köşesinden dokunmuşluğu vardır. Üniversite zamanı felsefe; coolluğun, aykırılığın belirtisi olarak görülür. Lise zamanı ise zorunlu dersler sebebiyle- ne kadar anlayacaksak- felsefenin figüranları aykırılıkları ile hepimizin ilgi odağı olmuştur. Hatta bu etkiden dolayı çoğumuz felsefe hocalarımızı da aykırı
❝Bugün onlarındır; uğruna çok çalıştığım gelecek ise benim.❞
DİKKAT: Bu bir ❝Nikola Tesla'ya övgü❞ incelemesidir. Kapitalist edisoncuların incelemeyi hemen şimdi terk etmesi şiddetle tavsiye edilir.
Konu başlığından da gördüğünüz gibi :D (Muazzam bir başlık biliyorum) Bugün (hakkını veremeyecek olsam da) Tesla reisimi öveceğim <3 Sadece övmekle kalmayacak biraz da bilgi vereceğim.
Beni az çok
yine gece bir bucukta oturdum buna yorum yazdim cunku malim. mahallenizin komedyeni geliyor arkadaslar (bana gulen de ne bileyim)
cesit cesit mistik ozellik verdikleri quirky ana kadin karakterleri olmasaydi romcom sektoru:
(burasi bos cunku kastettigim sey romcom sektoru diye bir sey KALMAYACAGİ)
ayrica romcomlarda fmc icin cok farkli bir