Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s.kilic

s.kilic
@skilic
18 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Büyük kentte çoktandır görülmeyen şeyler oluyordu: Yol üstünde oynayan çocukları gören şoförler arabalarını durdurup onlara gülümseyerek bakıyor, hatta içlerinden bir bölümü araçlarından aşağı inip onlarla beraber oynuyordu. Caddelerde karşılaşan tanıdıklar durup birbirlerinin hatırlarını soruyor ve ayaküstü kısa sohbetler ediyorlardı. İşe gidenlerin artık pencere önlerindeki çiçekleri seyredecek ya da küçük bir kuşa yem atacak kadar vakitleri vardı. Doktorlar hastalarıyla tek tek ilgilenmeye zaman ayırabiliyordu. İşçiler işlerini severek ve huzur içinde yapıyordu, çünkü kimse onları en kısa sürede en çok iş diye sıkıştırmıyordu. Herkes her şeye dilediği kadar zaman ayırıyordu, çünkü artık bol bol zamanları vardı.
Sayfa 299
Reklam
Bize de böyle bir dokunuş lazım
Ama öncekinden farklı bir durum vardı artık. Şimdi insanların bol bol zamanı olmuştu. Herkes çok sevinçliydi. Bunun aslında, vaktiyle kısıtladıkları kendi öz zamanları olduğunu ve şimdi onlara döndüğünü asla bilemediler.
Sayfa 298
Bilinçli yalnızlık hali dışında olan yalnızlık gerçekten de çok kötü
Yalnız geçirdiğin saatlerden sana ne kaldı? Seni ezen bir lanet, seni patlatan bir sıkıntı, seni boğan bir deniz, seni kahreden bir keder. Bütün insanlardan soyutlandın.
Sayfa 250

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Artık öğrendiği bir şey vardı: Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.
Sayfa 239
Sana şunu söyleyeyim Momo, hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir. Hele benimki gibi olursa! Artık hayal edecek hiçbir şeyim kalmadı. Sizlere dönsem bile artık orada hiçbir işe yaramam. Her şeyden bıktım ben.
Sayfa 232
Reklam
İçimizdeki doymayan kısımlar ne olacak
Çok yemek yedim," dedi Kassiopeia'ya Momo, tiyatro yıkıntısına gelmişlerdi. "Çok fazla yedim, ama içimde doymamışım gibi bir his var."
Sayfa 223
Oyunları onlara bakıcıları öğretiyor ve bu oyunlar hep yararlı bir hizmet şeklinde oluyordu. Ama bu şeyler olurken de bazı şeyleri unutmaları gerekmişti. Neleri derseniz; sevinmeyi, hayal kurmayı ve heyecanlanmayı unuttular.
Sayfa 209
İnsanlar kendilerini korkutan şeylere çok daha çabuk inanıyorlar.
Sayfa 180
Şeytanın insanı kandırdığı nokta bu değil miydi, ebedilik arzusu
İnsanlar ölümün ne olduğu nu bilselerdi ondan hiç korkmazlardı. Korkmayınca da kimse onların yaşam zamanını çalamazdı.
Sayfa 180
Reklam
Diye diye hayatımız tükendi
İnsan hep yeni bir şeyler alırsa, canı sıkılmaz.
Sayfa 104
İyiye de kötüye de uyum sağlamak öyle kolay ki
Ama şimdi herkes böyle yapıyor. Ne diye ben tek başıma başka türlü yapayım ki?
Sayfa 97
Yaptığımız işte kıstas bu olmalı belki de
Evvelce başka türlüydüm. Yaptığım işle gurur duyardım. Hele bakılmaya değer bir şey yaptığımızda.
Sayfa 94
oyuncaklara dair
Bunlar en küçük ayrıntılarına kadar öyle ince düşünülerek yapılmışlardı ki, çocukların hayal kurmalarını gerektiren bir yanları kalmamıştı.
Sayfa 86
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.