Edwin Land (1909-1991) ise küçük kızının çekilen bir fotoğrafı hemen görmek istemesinden esinlenerek çekim anında baskı üretilmesine olanak tanıyan Polaroid sistemini bulmuştu.
Capa, 6 Haziran 1944 tarihinde Amerikan ordusunun Fransa’nın Normandiya kıyılarına yaptığı çıkartmaya katılmıştır.
Hayatını riske ederek katıldığı bu çıkartmada ilk birkaç saatte 106 tane fotoğraf çekmiştir.
Büyük bir şans eseri yara almadan çıkartmadan kurtulan Capa bir gemiyle ulaştığı İngiltere’de çekmiş olduğu filmleri motorlu bir kuryeye teslim etmiş ve ertesi gün Fransa’ya geri dönmüştür.
Çektiği filmler Life dergisinin Londra’daki ofisine ulaştırılmış ve Life laboratuvarında çalışan 15 yaşındaki bir karanlık oda asistanı tarafından banyo edilmiştir.
Filmlerin bir an önce baskıya yetiştirilmesi kaygısıyla film kurutma aşamasında aşırı ısı uygulanması nedeniyle filmler erimiş ve sadece 11 kare görüntü kurtarılabilmiştir.
Bunlardan beşi, 19 Haziran 1944 tarihinde Life dergisinde yayınlanmıştır.
Dergi “Capa ateş altında ve ölüm tehlikesi içinde heyecandan, ancak bu kadar fotoğraf çekebilmiş çekebilmiştir”
açıklaması ile kendi hatasını Capa’yı suçlayarak itham etmiştir.
Bu açıklama üzerine Capa’nın “Hayatımda ilk kez birini öldürmek istedim!” demiş ol-duğu söylenir.
...ne denli yetenekli olursa olsun, çok uzunca bir süre gözlem yaparak ve çalışarak, o da zahmetini karşılama-yacak kadar kusurlu ve eksik biçimde elde edebileceği birtakım görüntülere”, fotoğraf ma-kinesinin çok kısa sürede erişebildiğini söylemiştir.
“İnsanların fotoğraflarını renkli olarak çektiğinizde,
onların giysilerini görüntülemiş olursunuz.
Oysa onları siyah beyaz olarak fotoğrafladığınızda,
ruhlarını görüntülersiniz”
Ted Grant
İki gözümüzle baktığımızda kaşımızdaki görüntüyü 275 milyon nokta olarak görürüz. Bu görüntü netliği, en iyi çözünürlüklü bilgisayar-tv ekranından 500 kat daha nettir.
...sezgisel düşünce bir araca bağımlı olmadan, mantıksal bir ön hazırlığa girmeden, anlık parlak düşünceler ve ani kavrayışlar, dolaysız kavrama yetileridir.
Leonardo da Vinci, günlüğünde
“Birçok insanın görmeden baktığını,
dinlemeden duyduğunu,
hissetmeden dokunduğunu,
düşünmeden konuştuğunu,
tat almadan yediğini,
fark etmeden hareket ettiğini”
not etmiş.