Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule Yılmaz

(...) Süleyman Nazif Bey ayağa kalktı: "Yanılıyorsunuz, Fuzuli özbeöz Türktür, Azeri Türküdür." Rıza Tevfik Bey direndi: "Hayır efendim, siz yanılıyorsunuz Türk değildir." Gerginlik bir anda yoğunlaştı. Bir çok öğrenci sinir içinde ayağa kalkmıştı: "Türktür!" Sinirlilik filozofa da geçti: "Beyler, Fuzuli Türk
Sayfa 545Kitabı okudu
Reklam
Beyniniz neredeyse bedeniniz de oradadır. Ruhunuzun dünyaya çiçeklerle dolu bir vadiden bakmasını tercih edin. Hırs ve kötülüklerle dolu bir uçurumun kenarından değil.
Hindistan'da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova, içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aslında, nereye gideceğini bilmenden daha önemlisi, kim olduğunu bilmen. Kim olduğunu bilirsen, gideceğin yer değiştiğinde ortalıkta dımdızlak kalmazsın ve nereye gideceğini çok daha iyi belirlersin.
Ben, bir insanı ilk görüşte ya severim ya sevmem. Sonradan bu ilk hissimin hiç değiştiğini hatırlamıyorum.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Kendi kendime: -Galiba ben, ayıp yapıyorum, dedim. Öyle sanıyorum ki, Kamrân bu esnada bana baksa pişmanlığımı anlayacak, tekrar yanıma gelecekti ve galiba, ben de artık kaçamayacaktım. Kuzenimin oturuşunda, hakikaten bedbaht bir insan tavrı vardı. Kendi kendime gayret vermek için söylenmeye başladım: -Sinsi sarı çiyan. Bu bahçede mesud dulun etekleri arkasından nasıl koştuğunu daha unutmadım.
Sayfa 114Kitabı okudu
Kâmran bir gün bana: -Biliyor musun Feride, beni bedbaht ediyorsun dedi. Kendimi tutamadım: -Şimdiden mi? dedim. Bu suali, o kadar komik bir hayretle sormuştum ki ikimiz de gülmeye başladık.
Sayfa 113Kitabı okudu
Niçin? Ne bileyim! İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.
Kaç defa koşarken ayağım kaymış gibi yaparak üstüne düştüğümü, kitaplarını yırttığımı, sudan bahanelerle kavga çıkarmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Fakat Allah'ın kulu bir gün bir parça canlan, kız, aksi bir şey söyle de kedi gibi boynuna atılarak seni tozun, toprağın içine yuvarlayayım; saçlarını çekeyim; yılan gözlerine benzeyen yeşil gözlerini parmaklarımla tehdit edeyim. Ayağına taş atarak onu kıvrandırdığım eski günü hıncımdan, zevkimden titreyerek hatırlardım. Fakat o, kendini ermiş, yetiştirmiş bir insan sayarak bana tepeden bakar, gözlerinde hain bir gülümsemeyle, "Ne zamana kadar bu çocukluk Feride?" derdi.
Sayfa 34 - Bu kitabı yıllar önce lisedeyken okumuştum çok sevip etkilenmiştim şimdi tekrar okuyorum ve açıkçası hala okurken gülüyorum kim bilir belki de kendime benzetiyorumKitabı okudu
Acıdan sürekli kaçınma, yaşamdan da kaçma ile sonuçlanır.
Reklam
Yapıştırsam da parçalarını hayatımın Su sızdırıyordy çatlaklarından.
Dünden kaçış yoktur çünkü dün bizi çarpıtmıştır, ya da biz onu.
Zihnin açık olması iyidir, ama içinden beynin düşeceği kadar da açık değil.
Asıl sorun, hâlâ başkaları tarafından sevilmeyi umuyor olsak da, kendini sevmeyi bu kadar öne çıkaran bir kültür içinde başka birini sevmenin gittikçe güçlenmesidir belki de.
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.