Simge Dilek

Kişi denetim odaklı korku kültürü baskın bir ailede ve yörede yetişmişse eyleme ve ürüne bakıp hayatının anlamını, güven duygusunu sahip olduklarında, sosyal kimliğinde bulur. Gelişim odaklı sevgi kültüründe hayatının anlamını, güven duygusunu varoluşunda, özünde, karakterinde bulur. Ama okurumuz bundan hiçbir zaman şu sonucu çıkarmamalı; "Esas olan olmaktır, yapmak önemli değildir." İkisi de gerekli ve önemlidir. Sosyal kimlik oluşturmak önemlidir ama kendini besleyen kaynağı, özü, karakteri hiçbir zaman unutmadan.
Reklam
Acemi yönetici emirleri ve konuşmasıyla, olgun yönetici tavrı ve dinlemesiyle şirketi yönetir.
Sürekli ne kadar yanlış yaptığımın ve yetersiz olduğumun yüzüme vurulduğu bir ilişkide ben de konuşma şevkimi kaybederim. ... Sohbetin başlaması ve devam edebilmesi için o ilişkide kişilerin kendini umursanmış, kabul edilmiş, değerli, güvenilir ve ekipten biri gibi hissetmesi gerekir.

Reader Follow Recommendations

See All
Ne kendini, ne de olayları yargıla. Ne alkışlayıp böbürlen ne de kendini kötüle. Nehir akıyor, sen o akışın farkında olmaya devam et.
Öfke doluyuz. İlk yapılması gereken şey öfkemizi tanımak ve onun bize söylemek istediğini anlamaktır. Öfkeden kurtulmak değil, öfkenin söylemek istediğini anlamak ve üzerinde düşünüp farkına varmak. Farkına varabilmek için de kişinin ara sıra bir adım geri atıp dışarıdan bir gözle kendine bakabilecek bir varoluşa ulaşması gerekir.
Reklam
Benim için önemli olan idrak edebileceğim her şeyin farkında olarak elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret edip etmediğimdir.
İyi niyetle kötü davranan ama bunun farkında olmayan insanlardan oluşan bir toplumuz.
Cehenneme götüren niyette "biz" yok, "ben" vardır. Halden anlama kıttır. Gözlemleyen bilinç pek gelişmemiştir, bireyin kendi seçimlerinden ziyade kültürel tepkiler baskındır. Cennete götüren niyette ise "ben" "biz"in bir parçası olarak vardır. Tepkisellik değil, seçim vardır; güçlü bir gözlemleyen bilincin seçimi. "El alem ne der?" değil, "Ben ne derim?" düşüncesi; yani iç tanıklık baskındır. Halden anlama, empati yaşayan bir değerdir.
Yaşlandıkça mendeburlaşan insanlar vardır hani. Mutsuzluklarının altında yatan sebep budur. Bir de bakar ki, yaşamında kendisi yok; içi bunu hisseder. Ona kızar, buna kızar ama aslında neye öfkelendiğini kendisi de bilmez. Avuçlarının arasından yaşamadan akıp gitmiş, anlamsız, bomboş bir ömür. İşte öfkesinin kaynağı budur. Bazıları da vardır ki yaşlandıkça nur yüzlü olurlar. Öyle keyiflidirler ki. Onların da içi bilir; doya doya yaşanmış, anlamlı bir ömür sürmüşlerdir.
Kişi, hayatındaki en önemli kişinin kendisi, en önemli tanıklığın da kendi tanıklığı olduğunu fark edemezse hiçbir zaman hayatla ilişkisini doğru kuramaz. Kendini gerçekleştiremez.
Reklam
Gelişmiş insan hüznünün, mutluluğunun, özleminin, kaygısının, coşkusunun yani duygularının farkına varır.
Ömrünün son anında şunun farkına vardığını düşün; "Ben aslında hiç yaşamamışım ki." Dahası bunu da o an idrak ediyorsun. Bence mecazen de olsa cehennemin kapısı işte o zaman açılıyor, yani içindeki cehennemin.
Bazı aileler,kuruluşlar,eğitim sistemleri, kurumlar korku kültürü içerisinde oluşmuştur ve korkulacak biri yoksa çalışmazlar ve korkmadıkları birine güvenmezler. Bedenen sağdırlar ama özlerine yabancılaşmışlardır. Yaşayabilmeleri için özlerini,ruhlarını yok etmeleri gerekmiştir. Özleri yok olduğu için de içten içe öfkelidirler. Bu ülkede içindeki çocuk utanca boğulmuş ve bunalmış o kadar insan var ki. Ben onlara yetişkin çocuklar diyorum. İçi çocuk ama bedenen yetişkin. Bunlar kötü insanlar değiller ama her türlü kötülüğü de yapabilirler.
Meseleye "Ben niye ondan korkacakmışım, o benden korksun" diye yaklaştığında ortaya bir sürü ilişki sorunları çıkıyor. Amaç hizmet değil kim kimi korkutacak çekişmesine dönüyor. Korkutmaya meraklı kişinin en büyük korkusu nedir biliyor musunuz? Kendi yetersizligi ile yüzleşmek. Bir gün gelir de ondan korkmazlarsa ne halt edeceğini bilemez çünkü.
Yaşamında kendin olarak var olduğunda için bilir; sesin, bakışın, yürüyüşün, gülüşün, tüm bedenin bunun sinyallerini verir. "Ah!" diye inlerken bile içinde bir şükür duygusu vardır. Acında da hüznünde de kendinsindir.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.