Simge Dilek

Simge Dilek
@smgsnl
Ah tatlı kaçık Zerdüşt, güvenmeye pek heveslisin. Ama hep böyleydin sen: hep güvenle yaklaştın korkunç olan her şeye. Her canavarı okşamak istersin. Bir nebze sıcak soluk, bir tutam yumuşak tüy pençesinde. Ve sen hemen hazırsın sevmeye ve baştan çıkarmaya. Sevgidir en yalnız kişinin tehlikesi, her şeye duyulan sevgi, canlı olsun yeter ki! Gerçekten gülünç benim deliliğim ve sevgideki alçakgönüllülüğüm.
Sayfa 152
Reklam
Gidiyorsun kendi büyüklük yoluna; artık ardında hiçbir yolun olmaması en büyük yürekliliğin olmalı şimdi! Gidiyorsun kendi büyüklük yoluna; kimse gizlice gelmeyecek ardından! Kendi ayağınla sildin arkandaki yolu ve bu yolun üstünde "imkansızlık" yazıyor. Ve hiçbir merdivenin yoksa bundan böyle, öğrenmelisin kendi başının üzerine tırmanmayı; başka nasıl çıkacaksın ki yukarıya?
Sayfa 150
Sahiden, asıl yüzlerinizden daha iyi bir maske taşıyamazdınız, siz şimdinin insanları! Kim tanıyabilirdi ki sizi!
Sayfa 116

Reader Follow Recommendations

See All
Sahiden, ne çok gülmüşümdür, keskin pençeleri olmadığı için kendilerini iyi zanneden zayıflara!
Sayfa 115
Eskiden mutlu haberler beklerdim kuşlardan: o zaman iğrenç bir baykuş canavarı çıkardınız karşıma. Ah nereye uçtu o benim şefkatli arzum? Eskiden tüm tiksinlerden vazgeçmeye yemin etmiştim o zaman benim tüm yakınlarımı ve komşularımı irin çıbanlarına dönüştürdünüz. Ah, nereye uçtu peki, benim en soylu yeminim? Bir kör gibi yürüyordum eskiden, mutlu yollardan: o zaman pislik attınız körün yoluna: bunun üzerine tiksindi o da alışık olduğu eski patikasından. En zor işimi başarıp da, kendimi aşmalarımın zaferini kutladığımda, beni sevenleri bağırttınız, en çok onların canını acıtıyormuşum diye. Sahiden, hep bunu yaptınız siz: zehir ettimiz bana en iyi balımı ve en iyi arılarımın emeğini. Hep en arsız dilencileri gönderdiniz yufka yürekliliğimin önüne; ve hep en iflah olmaz edepsizleri saldınız merhametimin üzerine. Böyle zedelediniz erdemimin inancını.
Sayfa 108
Reklam
Köpekler kurtlardan nasıl nefret ederse: işte öyle nefret eder halk da özgür tinli kişiden, zincirlerin düşmanından, tapınmayandan, ormanı mesken edinenden.
Sayfa 99
Kimileri de "Erdem gereklidir," diye konuşmayı erdem sanırlar; ama aslında polisin gerekli olduğuna inanırlar sadece. Ve insandaki yücelikleri göremeyen kimileri de, insanın aşağılıklarını çok yakından görmeyi erdem zanneder: yani kendi kem gözüne erdem der.
Sayfa 91
Erdem için ücret, yeryüzü için cennet ve bugününüz için sonsuzluk mu istiyorsunuz? Ve ne ücret, ne de veznedar var diye öğrettiğim için öfkeleniyor musunuz bana şimdi de? Ve sahiden, erdem kendi kendisinin ödülüdür diye bile öğretmiyorum ben. Ah, budur benim üzüntüm: şeylerin temeline ödülü ve cezayı soktular yalanla dolanla - ve ey erdemliler, hatta ruhlarınızın temeline de!
Sayfa 89
Oysa güzelliğin sesi kısıktır konuşurken: sadece en uyanık ruhlara yanaşır.
Sayfa 89
Büyük iyilikler şükran borcu değil, intikam duygusu yaratırlar; ve küçük bir iyilik unutulmadığında kurt gibi kemirmeye başlar iyilik görenin içini.
Sayfa 84
Reklam
Oysa insanlar da ağaç gibidir. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa derinliğe -kötülüğe.
Sayfa 36