Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ali Ünal

Mutlak adalet ancak nesnelerin hukuka konu bir mülk olmadığı dünya halinde mümkündür.
Reklam
Kapitalizm, işsiz kaldığında çalışmayan bireyler üretmiş ve çalışmanın, sadece ekmek kapısı olarak görüldüğü "iş" halini kabul ettirmiştir. Para sistemine katkı sağlamayan her çalışma onun için değersizdir her ne kadar değerli olursa olsun.
Devletler ekmek çalmayı zengine de yoksula da yasak kılarak eşitlik idealine ulaştığını iddia eder, oysa ki eşitlik ideali hukuk devleti olmaktan geçer. Yasa ile olsaydı Hitler Almanya'sı da ideal bir eşitlik devleti olurdu. Korona günlerinde "evde kalamayan (ekmek çalan)"lara ithaf olsun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Homeros'tan bir dize çıkarmak (tercüme etmek) Herakles'in tokmağından bir çivi çıkarmak kadar zordur. Vergilius
Rönesans, antikçağ metinlerine ortaçağ filtresi koymadan yapılan tekrar bir bakıştır.
Reklam
Fizik, duyu verilerini fiziksel objelerin fonksiyonu olarak ortaya koymaktır. Bertrand Russell
Deney, doğaya sorulmuş bir sorudur. Alexandre Koyre
İkibinler sonrası akademik çevre, "fenomen"i yok sayınca "numen"e ulaştığını, sadece maddeyi reddederek anlama kavuştuğunu sanan modern akademisyen-ruhbanlara dönüştü. TRT spikeri kadar bile karşı görüş dile getirme alanları olmadığından, twitter ile özgür düşünce mastürbasyonu yapan uslu ve sahte özgürlük savaşçılarına benzediler. Ancak içeriğinde (maddesinde-fenomeninde) hiçbir muhalefet barındırmayan ama biçimi (formu-numeni) zorlama bir bağımsız düşünce kılıfı ile kurulan plastik düşünceler gerçek akademisyen kimliği kazandırmaya yetmiyor. Zamanın ruhunun efendisiz köleleri oldular. Twitter'da nostaljik, suya sabuna dokun(a)mayan, başladığı yerde kalan, yakışıklı anlam cümleleri kurmaktan başka akademi dışı özgürlük simülasyonları da kalmadı. Hızla da görüş bildirmekten korkan uzmanlar olmaktan da çıkarak, görüşün sadece mühürdarı olmaya gidiyorlar. Artık mührü o dönem kim verirse. Kim bilir belki de bizim akademik engizisyonumuz yeni başlıyordur. .
Kazandığı ün tanınmışlığı sayesinde olan modernizmin gönüllü cahilleri için dijital devrim bir nimet olmuştur.
Skolastik düşünce felsefenin teoloji kalemi ile attığı kendi imzasıdır. O yüzden kendisidir ve değildir.
Reklam
Felsefe, düşünmeyi egemen düşüncenin boyunduruğundan kurtarma faaliyetidir.
Senin için her şeyin "normal"e dönmesi demek, normalin normal olmadığını, içerideki karantinanın sadece dışarıdaki bir karantinanın varlığını kanıtladığını ve her iki durumda da kendinin pasif öznesi olduğun gerçeğini fark etmendir. Sadece dışarıda diye sığır tokluğunda boş bir tüketim yaşamına tekrar kavuşman "normal"e dönmen değildir, dışarıdaki karantinaya geri dönmendir. Dışarıdaki sistemin pasif öznesi değil kendi iç benliğinin aktif öznesi ol. Dışarının büyük ezberlerini tüketen değil içerinin küçük keşiflerini üreten ol. Yaşamın değeri büyüklüğünde değil anlamındadır, kendin olabildiğin kadar anlamlıdır hayat. O yüzden okuyun, kendinizi öğrenin.
Antik dönemde nesnenin tüketimine duyulan ihtiyaç post-modern dünyada nesnenin kendisine duyulan muhtaçlığa dönüşmüştür. Birey ihtiyacı bile olmadığı nesnelere muhtaç hale gelmiştir ve kapitalizmin en büyük tüketim başarısı da budur. Tüketim nesnesi bilinç karşısında özgürlüğünü ilan ederek insanı o meşhur çıkarıma getirmiştir; sahip oldukların artık sana sahiptir. Yeni nesne insandır artık. Kendi bilincini muhtaçlığı karşılığında yeni özneye, yani kapitalizme devreden insan tüketimin sadece bir nesnesidir şimdi. Tüketimin öznesi değildir. Bundan dolayı modern dünya, bireyi satın aldığı kadar özne/insan yerine koyar. Satın alamayan bireyin kapitalist sistemde bir anlamı, değeri hatta değersizliği bile yoktur. Bireyin Özne'liğini, bilincini geri kazanması da ancak daha fazla satın almasına gerçekte ise daha fazla nesne haline gelmesine yani bir çıkmaza bağlıdır. İşte modern şehir insanın içine düşürüldüğü tuzak da tam budur; Her şeyi satın alan (nesne olmuş insan) ama hiçbir şeyi tüketemeyen (özne olamayan insan) doyumsuz insan, Homo Tüketus.
Aristoteles, bir bakıma, Demokritos'un ontolojide atomlarla gerçekleştirdiğini epistemolojide gerçekleştirmiştir. Ontolojideki atomlar epistemolojide kategorilerdir. "Kategoriler bilginin atomlarıdır".
Geçmiş sürdürülemez olandır.
131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.