Bu kitabı okumaya başlamak gerçekten zordu. Camorra'dan nefret ederdim, Remo'dan nefret ederdim. Hâlâ da sevmiyorum. Bu yüzden Fabiano'nun kitabını yıllar önce Camorra Günlükleri'nin bir parçası olarak çıkmasını beklememe rağmen okuyamadım. Camorra'ya ve insanlarına karşı sempati duymak istemedim. Bu yüzden Fabi için
Mart ayında gece yağan kar, doğanın sessizliğine bir dokunuş gibi ince, zarif kristaller halinde yeryüzüne düşer. Sokak lambalarının titrek ışığı altında, kar taneleri dans edercesine havada süzülürken, gökyüzü yıldızlarla bezenmiş bir siyah örtü gibi üzerimize serilir. Bu sessiz dans, doğanın mütevazı bir güzellik sergisi gibidir; doğanın kucaklayıcı sessizliği içinde, ruhumuzu huzura davet eder, içsel bir dinginlik sunar. Mart ayının soğuk gecelerinde, karın beyaz örtüsü altında düşlerimizle buluşur, yıldızların parıltısıyla yüreğimizde umut çiçekleri filizlenir.
Soğuk ve karanlık bir odada, yalnız ve unutulmuş bir çocuktum. Sevgi ve güven aradım, ama nafile. Acı ve gurbette büyüdüm, kalbim kırık ve ruhum yorgun düştü.
Onun yanında huzur bulduğumu, sevildiğimi hissettim. Yumuşak bir dokunuş, içten bir bakış, kalbimin derinliklerinde yankılandı. Sanki yalnızlığım sona erdi, karanlık yerini aydınlığa
İlk dakikada boynuma dokunulduğunu hissettim. Bu dokunuş giderek ısınıyor, genişliyor. İkinci dakika da kaburgalarımın altında ansızın soğuk bir dalgalanma oluyor, arkasından düşüncelerim olağanüstü bir aydınlık kazanıyor, içimde bir çalışma isteği patlaması oluyor. Tüm kötü düşüncelerim kayboluyor. Ruhsal gücün en yüksek noktasıdır bu. Tıp bilimi kişiliğimi bozmamış olsa, bir insan ancak morfin iğnesi olduktan sonra iyi çalışabilir diyebilirdim. Gerçekten de, en küçük bir nevralji nöbeti onu bütünüyle yoldan çıkarıyorsa, ne işe yarar ki insan?