«Kötülüğün buzla dolu bir küvet gibi soğuk ve kesif olduğu, korkunç, trajik hikâyeler de etkilerdi onu. Sanki kendi derin ve kadim susuzluğunun farkına varmak için başkasının su içişini izliyordu. Belki de buydu eksik olan hayatta: yaşayabileceğinden azını yaşıyordu, susuzluğunun ancak sellerle giderilebileceğini düşlüyordu. Belki de sadece birkaç yudumla…»
Sayfa 19
"Hiç su yok lavaboda/ küvet de sızdırıyor/ ama ben soğuk duşun altında sarılıp sıcacık bedenine/ saatlerce durabilirim öylece seninle."
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Çıkarılamayan gazları yok etmek isteyen kimsenin üzerine düşen lavman yapmak, bedenine yumuşatıcı yağlar sürmek, küvet içerisinde sıcak su ile bedenini ısıtmak, bütün soğuk ve kuru şeylerden kaçınmak, tüm yumuşak ve sıcak şeyleri bırakmamaktır.
Sayfa 43 - İbn-i Sina YayınlarıKitabı okudu
I: Hastane Bayram haftası biter bitmez hastalandım ve askeri hastanemize gönderildim. Hastane, kaleden yarım verst ötede, öbür binalardan ayrı, uzun, tek katlı, sarı boyalı bir yapıydı. Yazları onarılırken dehşetli sarı boya harcanırdı. Hastanenin kocaman avlusunda eklenti binalarla lojmanlar ve diğer hastane pavyonları bulunuyordu. Merkez
kafeste ayna var, küvet var :) sıcak su soğuk su
Kuşlar, ne istediğini bilmeyen zavallı, akılsız mahluklar. Kafesten kaçıncaya kadar türlü türlü üzüntüler içinde çırpınıyorlar. Fakat, sanır mısınız ki, dışarıda daha fazla bahtiyar olacaklar? Hayır, buna imkân yok.