"Karpuzu kestin. Baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?" Canım Fethi Naci'nin bu cümlesinden sonra başladığım her ne ise, hoşlanmadığım yerde bırakmaya karar verdim. Kitabı da, insanı da..."
Ama yazgısını yaldızlı çokomel kağıtları gibi, Tırnaklarıyla düzeltemiyor insan. Yıllarca biriktirdim
rengarenk çokomel kağıtlarını kitap aralarında. Aşık olduğumda,
Çikolata kokardı kırmızı yazgım.
hayatıma hayat diyemem artık.
sarı yazgım her sonbahar onu
biraz daha fazla, ömür yaptı.
Maviye de, yeşile de dili dönmez ömrümün artık.
Ahh! Güzel ahmet abim benim, gördün mü bak dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar ve dağılmış pazar yerlerine memleket gelmiyor içimden hüzünlenmek bile.
Mendilimde kan sesleri/Edip cansever
... Yalnızı ve yazığıyım bu dünyanın
mağrur bir komtan kadar mazurum
ellerime söz geçirmekten caydım
yalnızlığımın beş bin nüsha kopyasını çıkardım. Tanrım çayı demledim..
Daha önce hiç bu kadar ölmemiştim.
"Şeytan uyuya kaldı bir gün. Rüzgâr sert esti. Üç tüy düştü şeytandan. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye öteki de, ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı."