Bir çıkmazın içindeyim, ama bu çıkmazdan kurtulacağım.
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
Reklam
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum,arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
kendini mutlu insanlarla özdeșleștirmiyor, her şeyi ıskalamıș ya da hiçbir şeyi başaramamış kişilerle bir tutuyordun aşırıya kaçıp. sokak serserileri, yașamının yönelebileceği bir gerileme sürecinin en son așamasını simgeliyordu. onları kurban olarak değil de kendi yaşamlarının bu noktaya gelmesine neden olan insanlar olarak görüyordun. ne kadar akıl almaz gelse de, kimi sokak serserilerinin böyle yaşamayı seçtiğini düşünüyordun. seni en çok kaygılandıran da buydu: günün birinde, düşkünlüğü seçebilecek olman. bir edilginlik türünden başka bir şey olmayan kendini bırakıștan değil, alçalmak, küçülmek, kendi kendinin yıkıntısına dönüşmek isteğinden ürküyordun.
+358
“elim ayağım sen gittin yağmurun sürdü sonra denediğim taş çarşıları oldu dünyanın sabır bitkileri kırk uykusunu uyuduğum doğu kırk yolunu yürüdüğüm sokak hayat hep tuhaf bir yapışkanlıkla kaldı boynumda dedim kırk sesle yıkansam da gitmez kalbimden sesin ben dik gölgem kambur bu leke başka”
176 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yazarımız Falih Rıfkı Atay'ın kendi yaşamını konu aldığı "Zeytindağı" Osmanlı Devleti'nin son döneminde, subay göreviyle Cemal Paşa’nın karargahına yani Zeytindağı’na gitmesiyle anılarına başlar. Burada yaşamış olduğu olaylar ile Cumhuriyetin ilk dönemini, Osmanlı Devleti'nin nasıl birkaç kişinin elinde kukla olduğunu okuyucularına süper bir dille aktarır. Yazarımız Zeytindağı'nda Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa'yı da anılarına katarak, onların tavırlarıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti hakkında düşüncelerini gözden geçirir. Falih Rıfkı, Cemal Paşa ile beraber çalışmaya başladıktan sonra, olayları daha açık ve net bir şekilde görebilmektedir. Suriye, Filistin ve Hicaz’da yaşamış oldukları olaylar ile bir dönem İmparatorluk olan Osmanlı Devleti yok olmaktadır. Kitapta o dönem o kadar güzel anlatılıyor ki... Örneğin; Osmanlı sadece coğrafyada büyüyebilmişti. Çünkü, bu kazanılan toprakların hiçbirinin kültürlerine, dillerine, ticaretlerine ve maddiyatlarına egemen olunamamıştı. Hatta Osmanlı, Arapları Türkleştireceğine oradaki Türkler Araplaşmıştı. “Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık.” Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer, medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Araplığın Anadolu içlerine kadar gireceğine şüphe yoktu. Filistin topraklarının daha önceden alınmak istendiğinin kanıtı olan ve "100 Temel Eser" olarak bilinen bu eseri herkesin okumasını tavsiye ederim... Şimdiden keyifli okumalar...
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201810,1bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.